22
23
Mustafa Akkaya
Mayıs ayı koca bir sezonun final
heyecanıyla birlikte bitiş hüznünü
de hissettirir futbolseverlere.
Baharın gelişiyle beraber artık bu
son dönemeçte oynanan her maç
birer kat daha yoğun umut
barındırır. Liverpool taraftarları ise
bu karmaşık duyguların üstüne
17 yıllık bir sevgilinin, bir kaptanın
kulüpten ayrılışını tadacak.
Atlantik’in diğer yakasına
gitmeden evvel Anfield’daki son
baharını yaşayan Steven
Gerrard’ın kariyeri, Mayıs ayı
misali karışık hissiyatlarla dolu bir
macerayı andırıyor.
Steven Gerrard
Melekler şehrinde bir
KAPTAN
K
azandığı kupalar veya boy-
nuna taktığı şampiyonluk
madalyalarıyla ölçülebile-
cek bir değer değil Ger-
rard’ın futbolculuğu.
Onunla eşdeğer kalitede
görülen birçok oyuncunun
pragmatik bir çekirge mi-
sali oradan oraya sıçraya-
rak elde edemediği
başarıları o mütevazı Li-
verpool kadrosuna öncü-
lük ederek yaşadı. Üstelik
hiçbir kupanın yanına bile
yaklaşamayacağı bağlılık
ve aidiyet duygusunu da
bunun üstüne ekleyebildi
Gerrard. Sadece Anfield tri-
bünlerinin değil, Liver-
pool’u seven veya
sevmeyen tüm futbolse-
verlerin kalbinde
“saygı”
hissiyatının temsilcisi hâ-
line geldi. Bu yüzyılın ba-
şında Merseyside’da
dünyaya gelen çocukların
kahramanı oldu, posterle-
riyle odalarını süsledi.
Hatta belki de Everton’lı bir
babanın oğluna mavi for-
mayı giydirmekte zorlan-
masına bile yol açtı
Gerrard!
Çok daha zengin veya elit
kulüpler Liverpool’un kapı-
sını çalarken o her zaman
sağ omzundaki beyaz me-
leği dinledi. Soldaki kırmızı
şeytana kulak verseydi
bugün evindeki madalya
sayısı ikiye katlanır ve ora-
daki tek eksik olan Premier
Lig şampiyonluğu da onla-
rın yanına eklenebilirdi.
Varsın olsun… Kimbilir,
belki de ne zaman kafasını
sol taraftaki şeytana çe-
virse oradaki kaptanlık
bandına gözü takıldı, o
küçük ama bir o kadar ağır
kumaş parçası her sefe-
rinde aklını çeldi. Nitekimo
18 yaşında Anfield’ın çimle-
rine ilk kez ayak basarken
dünyanın en başarılı oyun-
cusu olma sözü vermedi ki!
Futbol tarihindeki her ef-
sanenin bir defosumev-
cutken onun tek eksiği
Premier Ligmadalyası
olsun, çokmu? Onun kıy-
meti, kazandıklarından zi-
yade kendi çıkarlarını geri
plana çekerek yaptığı feda-
kârlıklar ve bu uğurda eli-
nin tersiyle ittiği kupalarla
anlaşılacak. Kaptan,
“Me-
lekler Şehri”
anlamına
gelen Los Angeles’a fazla-
sıyla yakışacak.
Kime göre
mükemmellik?
Bugün Messi ve Cristiano
Ronaldo’ya kusursuz birer
futbol tanrısı gibi bakıldığı
bir ortamda mükemmel
olmak imkânsız değilmiş
gibi görünebilir. Ne var ki
futbol tarihinde ilâhmerte-
besine ulaşmış isimlerin
bile
“keşkeleri”
veya eksik-
leri hiç yok değil. Kram-
ponlarını astıkları zaman
bu ikilinin de içinde illa ki
birer ukde kalacak. Yine de
onları izleyen herkesin ak-
lında keşkelerden ziyade
