TamSaha 126. Sayı - page 14-15

yorduk. Ne dinlenebiliyor ne de
masaj yaptırabiliyorduk. Maçın
analizini yapabilmek için belki iki
gün bekliyorduk. Ben genel konu-
şuyorum. Buradaki üst düzey arka-
daşların hepsi zaten profesyonel
yaşıyor. Biz sadece almamız gere-
ken hakları aldık. Yani burada
“Saha içerisinde performansımız
nasıl iyileşir?” sorusunu soruyoruz
ve çalışmalar yapıyoruz. Burada in-
şallah hep birlikte gelecek sezon
Süper Lig’de daha fazla maç yöne-
ten arkadaşlarımızın da katılımıyla
tambir takım anlamında biz 19.
takımolarak Türkiye Liglerinde yer
alacağız.
Üzücü olaylara da değinmek duru-
mundayız… Fenerbahçe’nin başına
gelen üzücü olay nedeniyle Süper
Lig’e ara verildi. Futbolun paydaş-
ları olarak tansiyonu düşürmek ve
futbolun kalitesini arttırmak için
siz de dâhil genel olarak ne yapıla-
bilir?
l
Cüneyt Çakır:
Ben o müsabakayı
yöneten hakemdim… Olayların içe-
risinde az-çok ben de vardım. O
yüzden çok üzüldük. Fenerbahçe
Kulübü’ne geçmiş olsun diliyorum.
Hemkendimhem arkadaşlarım
hemde hakem camiası adına tekrar
geçmiş olsun dileklerimizi sunuyo-
ruz. Kime yapılırsa yapılsın, kesin-
likle olmaması gereken, bir daha da
görmek istemediğimiz bir olay. Tabiî
ki futbol ailesinin her birine çok
büyük sorumluluklar düşüyor.
Bunların içerisinde hakemler de
var. Ben her zaman şunu söylüyo-
rum… Biz hakemler hep deriz ki;
“Bize saygı gösterin… Bize saygı
gösterin…” Saygı görmek istiyorsa-
nız önce sizin saygı göstermeniz
lâzım. Biz hakem camiası olarak
yaptığımız işe saygı duyuyoruz. Ve
bu yüzden bu sorumluluk bilincinde
çalışıyoruz, hazırlanıyoruz. O yüz-
den de herkesin üzerine düşen so-
rumluluğu bu şekilde yapması
lâzım. Herkes birbirine saygı gös-
termeli. Seyirciler bunu unutma-
malı. Herkes şunu düşünmeli; “O
sahada herkes bir ter akıtıyor, bir
takım için en iyisini yapmaya çalışı-
yor.” Bunun aksini düşünemeyiz.
Bu sadece bir spordur. Bunu böyle
görmemiz ve keyif almamız lâzım.
Evet, belki futbolun geldiği seviye
şu an çok daha farklı yerde. Ama
yine de bu bir oyun sadece… Bunu
asla unutmamak lâzım. Saha içeri-
sinde olan, saha içerisinde kalmalı.
l
Hüseyin Göçek:
Ben de Fener-
bahçe Kulübü’ne büyük geçmiş
olsun diyorum. Bu sonuçta hepi-
mize, futbol camiasına mâlolan bir
durum. Bu yüzden futbol ailesinin
içerisindeki bütün bireylerin daha
sağduyulu açıklamalar yapması ge-
rekir. Tansiyonu düşürmek lâzım.
Hepimize görev düşüyor burada…
En başa geri döneceğiz. Daha sağ-
duyulu yaklaşırsak, birbirimize
saygı gösterirsek bu olayın daha
iyiye gideceğine inanıyorum.
l
Fırat Aydınus:
Üzülmemek elde
değil. Sonuç itibariyle Fenerbahçe
Kulübü’ne karşı yapılmış bu saldırı,
Türk futboluna genel anlamda
büyük bir yara açtı. Her şeyi bir ke-
nara bırakırsak, Allah aşkına futbo-
lun içerisinde bir candan daha
önemli ne olabilir? Futbolun hangi
parçası bir insan canından daha
önemlidir? O yüzden geçmiş olsun…
Bence sadece Fenerbahçe Kulü-
bü’ne değil, Türk futboluna, hepi-
mize geçmiş olsun diyorum.
Umarımbu olaylardan ders alınır.
Gerekli kişi ve kurumlarca gerekli
yaptırımlar uygulanır. Hepimiz bu
konuda ne yapmamız gerekiyorsa,
elimizden geleni yapmalıyız.
l
Ali Palabıyık:
Fenerbahçe Kulü-
bü’ne büyük geçmiş olsun. Böyle
tehlikelerle karşı karşıya kalmak
üzücü. Böyle bir olayın içinde olmak
da üzücü. Futbol bir spor oyunu. Biz
elimizden geldiği kadar oyunu gü-
zelleştirmek istiyoruz. Sahaları-
mızda centilmenlik, maç sonunda
Cumhurbaşkanımızın yapmış ol-
duğu açıklama gibi futbolcuların
birbirine sarıldığı, el ele sahadan
çıktığı özlenen tablonun, güzellikle-
rin olmasını istiyoruz. Futbol saha-
larına, tribünlere bunun gelmesini
istiyoruz. Bu doğrultuda herkes
elinden geleni yapmalı. Açıklamala-
rını, demeçlerini süzgeçten geçir-
meli.
l
Mete Kalkavan:
Spor; sağlık için,
zevk için yapılan bir şey. Bunun
için yapılan bir şeyin içerisine şid-
detin karıştırılması bilmiyorum
doğru bir kelime olur mu ama “tik-
sindirici.” Yaralanan şoför kardeşi-
mize, bu olayı yaşayan herkese
geçmiş olsun diyorum. Gerçekten
inşallah bir daha böyle şeyler ya-
şanmaz. Olaydan sonra kendimi
oradaki bir kişi yerine koydum.
Orada olan için de bunaltıcı bir
durum ama ailesi ve çevresi için
daha da korku verici. O an ve son-
rası için insan başka şeyler hayal
edebiliyor. İnşallah bir daha böyle
olaylar yaşanmaz.
Hakemlik kariyerinizde ulaşmak
istediğiniz zirve nokta neresi?
l
Fırat Aydınus:
Hakemlikte mu-
hakkak hayaller kuracaksınız ki
hedeflere ulaşmanıza vesile olsun.
Hayal kurmadan hedeflere ulaşa-
mazsın. Ama şöyle bir şey var; ha-
kemlikte her maç size bir şey öğre-
tir. Ben şuna inanıyorum; 45 ya-
şında son maçımı yönettiğimde de
bir şeyler öğreneceğim. Netice iti-
bariyle hakemlikte eğer en son
diye bir şey düşünürsen; hayalleri-
nin ve hedeflerinin biteceği anla-
mına gelir. Hakemlikte hayaller ve
hedefler bitmez. Hep bir sonrası
vardır. Hep bir sonrasını hayal ede-
ceksin. Hayal ettikçe o heyecanın
içerisinde kalacaksın. Ama “şu” di-
yemezsin… Şampiyonlar Ligi Finali,
Dünya Kupası Finali hayallerin ve
hedeflerin sonu değildir.
l
Mete Kalkavan:
Benimbu işte
felsefem; hep bir sonraki basa-
maktı. Yani FIFA kokartını almadan
önce bana “Bir sonraki basamağın
nedir?” diye sorduklarında FIFA’yı
söyledim. FIFA kokartını aldıktan
sonra hedefim 3. Kategoriydi. Sonra
2. Kategori oldu. Şimdi hedefim 1.
Kategori. Benim imkânım, yetenek-
lerim, sağlık durumum elverirse 1.
Kategori hedefim. Ona ulaşınca size
bir hedef söyleyebilirim.
l
Hüseyin Göçek:
2011’den beri Av-
rupa Ligi’nde maç yönetiyorum.
Kısa süreli hedefim Şampiyonlar
Ligi’nde maç alabilmek. Tek hede-
fimAllah’ın izniyle bu…
l
Cüneyt Çakır:
Ben Türk hakemli-
ğini uzun yıllardır büyük bir garda
bekleyen bir tren gibi görüyordum.
Biz onun vagonlarını harekete ge-
çirdik. O tren hareket ediyor. Biz
bayrağı taşıyabileceğimiz en üst
seviyeye taşıyacağız. Ondan sonra
genç hakemlere teslim ettiğimizde,
ümit ediyorum ki final maçı oldu-
ğunda adaylardan birisi mutlaka
Türk hakem olsun. Bir daha 40
sene beklenmemeli Dünya Ku-
pası’na gitmek için. Ben sadece İs-
tanbul’da değil, diğer şehirlerde de
hakem arkadaşlarımızla buluşuyor,
görüşüyorum. Onlara tecrübelerimi
aktarıyorum. Onlar beni alkışladık-
ları zaman en büyük hayalimin şu
olduğunu söylüyorum; “Bir gün ben
bu işi bırakacağım ve sizin oturdu-
ğunuz yere oturacağım. Benim en
büyük hayalim sizlerden birini
orada avuçlarım kanayıncaya
kadar alkışlamaktır.”
14
15
1,2-3,4-5,6-7,8-9,10-11,12-13 16-17,18-19,20-21,22-23,24-25,26-27,28-29,30-31,32-33,34-35,...142
Powered by FlippingBook