utbolculuğu sırasında bir ku-
lüpte efsaneleştikten sonra
teknik direktörlükte de ezeli ra-
kibin saflarına geçip harikalar
yaratan kaç isim sayabilirsiniz
ki? Akıllara gelebilecek belki de
ilk isimherhalde futbolculu-
ğunda Milan, teknik direktörlü-
ğünde de Juventus’la Avrupa
şampiyonluğu gören Giovanni
Trapattoni olur. Ancak bu
alanda Trapattoni’den bile eski-
leri vardır. Arsenal ve Chelsea
tarihlerine iki farklı karakter
olarak adını yazdıran Ted Drake
gibi.
16 Ağustos 1912’de Southamp-
ton’da doğan Drake, 1931 yılında
aynı kentin takımında profes-
yonel futbolculuk yaşantısına
‘merhaba’
demişti. Güney eki-
binde oynadığı üç sezon içeri-
sinde ligde 50’ye yakın gol
atarak tümdikkatleri üzerine
çeken genç santrforu takibe
alan kişilerin ba- şındaysa Ar-
senal teknik direktörü Herbert
Chapman gelmekteydi.
Chapman, o dönemlerde futbol
dünyasında
‘teknik direktör’
de-
nildiğinde belki de akıllara gelen
ilk isimdi. 1920’lerin ortasında
mütevazı Huddersfield Town ta-
kımıyla üç sene üst üste lig
şampiyonluğu yaşamış, ardın-
dan geçtiği Arsenal’de de
1930’la-rın ortasında benzer bir
seri başlatmıştı. Hâliyle böyle-
sine bir teknik adamın radarına
girmiş olmak da Drake için başlı
başına bir referans niteliğin-
deydi.
Nihayet beklenen birliktelik
1934 baharında gerçekleşti.
Ancak Drake buruk bir sevinç
yaşıyordu zira kendisi Lond-
ra’ya gelmeden yaklaşık iki ay
önce, onu çok isteyen Chap-
man, zatürre nedeniyle hayatını
kaybetmişti. Yine de genç
oyuncu, Chapman’ın kendisiyle
ilgili beklentilerini boşa çıkar-
mayacak ve ertesi yıl, kulüpte
geçirdiği ilk tam sezonu rakip
filelere yolladığı 42 golle gol
kralı olarak tamamlayacaktı. Bu
goller de Londra ekibinin üst
üste üçüncü kez ligi zirvede ta-
mamlamasında aslan payını
teşkil edecekti.
Bir sonraki sezonda Arsenal’in
Highbury’de Aston Villa’yı
konuk ettiği maç ise Drake’in
bugün bile kırılamayan bir re-
koruna sahne olacaktı. Yıldız
oyuncu, Aston Villa ağlarını üç
değil, beş değil, tamyedi kez
sarsmış ve lig tarihinin bir
maçta en çok gol atan oyun-
cusu unvanını eline geçirmişti.
Günümüzde bu rekorun artık
egale edilmesinin bile nere-
deyse imkânsız olduğu düşü-
nülürse Drake’in adının İngiliz
futbol tarihinde sonsuza dek si-
linmeden kalabileceğini iddia
etmek de herhalde abartı olma-
yacaktır.
Arsenal’de 1945’e kadar futbol
oynayan Drake, takımıyla birer
lig şampiyonluğu ve Federas-
yon Kupası sevinci daha yaşa-
yacaktı. Aslında daha uzun süre
kırmızı-beyazlı formayı taşıma
niyeti vardı ama omurgasından
yaşadığı bir sakatlık buna mü-
saade etmemişti. Futbolu bı-
raktığında Arsenal adına attığı
139 golle de kulübün o ana ka-
darki en golcü ismi konumun-
daydı.
Drake, bu veda sonrasında hiç
vakit kaybetmeden teknik di-
rektörlüğe soyundu. Kaderin bir
cilvesi olsa gerek, ilk görev al-
dığı yer, Herbert Chapman’ın
ebedi istirahatgâhının bulun-
duğu Londra’nın Hendon semti-
nin takımıydı. Bu yarı amatör
takımda bir sezon geçirdikten
sonra Reading ile anlaşan ve
beş yıla yakın da bu kulüpte ça-
lışan Drake, 1952’deyse teknik
adam olarak yıldızının parlaya-
cağı Chelsea’nin başına geçti.
Chelsea, o tarihlerde henüz Ada
futbolunda önemli bir takım
değildi. Tek başarıları, 35 yıl
evvel kazandıkları lig üçüncü-
lüğüydü. Onun haricinde bir
türlü ligi üst sıralarda tamamlaya-
mıyorlar, hatta vakitlerinin çoğu-
nu küme düşmeme mücadelesi
vererek geçiriyorlardı. Drake gö-
reve gelmeden önceki iki sezonda
da 22 takımlı ligi sırasıyla 20 ve 19.
sıralarda tamamlamışlardı ve sa-
dece iki takımın küme düşüyor
olması sayesinde lige tutunabil-
mişlerdi.
Ted Drake, Chelsea’de göreve baş-
ladığında kulüpte tepeden tırnağa
bir değişime gitmek gerektiğini
düşünüyordu. Öyle ki, bu doğrul-
tuda takımın amblemi bile değişti
ve bir aslan figüründe karar kılındı.
Kulübün lâkabı da
“emekliler”
iken
“maviler”
e dönüştürüldü. Asıl
önemli değişiklikse alt ligler için
önemli bir scout sistemi kurulma-
sıydı. Bu sayede Chelsea kadrosu-
nu düşükmâliyete rağmen büyük
ölçüde yenileyecekti.
Ne var ki bu değişiklikler meyve-
sini çok çabuk vermedi ve Drake’in
ilk sezonunda Chelsea ligi bir kez
daha 19. sırada tamamladı. İkinci
sezondaysa yapılan kadro yavaş
yavaş kendisini gösteriyor ve ligi
sekizinci sırada tamamlıyordu ki,
takım ligde 18 yıl sonra ilk kez bu
kadar yukarıda yer alıyordu.
Hayallerin gerçeğe dönüştüğü se-
zonsa 1954-55 sezonu oldu ve
Chelsea, kuruluşunun 50’inci yı-
lında tarihinin ilk şampiyonluğunu
elde etti. Fakat bu başarı kalıcı ol-
madı zira Chelsea’nin ikinci ve
üçüncü ligden topladığı oyuncu-
larla elde ettiği bu şampiyonluk,
söz konusu oyuncuların değerle-
rini anında birkaç katına çıkarmıştı
ve ekonomik açıdan o yıl- larda hiç
de güçlü olmayan kulübün bu kad-
royumuhafaza edebilmesi de çok
çok zordu. Nitekimçok geçmeden
mecburi bir revizyon daha yaşandı
ve kulüp, altyapısından çıkardığı
genç oyuncu lara yönelmek zo-
runda kaldı. Bu dönemin en büyük
kârıysa, o altyapıdan A takıma
yükselenler arasında İngiliz futbo-
lunun en büyük golcülerinden bi-
rine dönüşecek Jimmy Greaves’in
yer almasıydı.
Ancak bu revizyonun ardından
Chelsea bir türlü 1955’teki o başa-
rının kıyısından bile geçemedi, ye-
niden orta sıralarda mücadele
eden bir takımhüviyetine bü-
ründü. Birkaç yıl böyle devam et-
mesinin ardından da 1961-62
sezonunun başlarında, lige ve ku-
paya kötü bir başlangıç yapılması
üzerine Chelsea yönetimi Drake ile
yollarını ayırma kararı aldı. Gelge-
lelimbu hamle, Chelsea’yi kurtar-
madığı gibi daha da dibe
sürükleyecekti ve Londra ekibi
sezon sonunda ligi son sırada ta-
mamlayarak küme düşecekti.
Chelsea’den ayrılmasının ardından
bir başka Londra takımı olan Ful-
ham’da kısa bir süre rezerv takım
çalıştırıcılığı yaptı Drake. Oğlunun
o esnada burada oynaması bu ka-
rarında belirleyici olan tek etkendi.
Belli ki gözünün hâlâ çocuğunun
üzerinde olmasını istiyordu. Ardın-
dan Fulham’da yöneticiliğe soyu-
nan Drake, kulübün başkanlığına
kadar gelecek ve 30 Mayıs 1995’te
hayatını kaybedene kadar da bu
görevi sürdürecekti.
Ted Drake
F
116
117
Arsenal formasıyla Aston
Villa’ya bir maçta 7 gol atan
Drake’in rekoru bugün bile
kırılabilmiş değil.
Futbolculuğu döneminde bir Arsenal efsanesi olan Ted Drake, teknik direktörlüğü döneminde ise
Chelsea’ye tarihinin ilk şampiyonluğunu kazandırarak yeni bir büyük takımın doğmasına kapı açtı.
İki büyük takımın efsanesi
