on Oscar film ödüllerinde en iyi
uyarlama senaryo ödülünü
kazanmıştı The Imitation
Game, nam-ı diğer Yapay
Oyun. İkinci Dünya Savaşı es-
nasında tüm İngiliz istihbaratı
şifreli Alman yazışmalarını
çözmek için çaresizce uğraşır-
ken birden Alan Turing adlı
genç bir matematikçi ortaya
çıkar. Arkadaşları tarafından
“Prof” olarak anılan Turing o
günlerde herkese delilik gibi
gelen bir işe kolları sıvar.
Alman şifrelerini algoritmalar
üreterek kırmaya yarayan ve
sonraları adına “bilgisayar”
denecek olan bir makine üret-
meyi amaçlar. Projenin yük-
sekmâliyeti, başarısız dene-
meleri ve gitgide bir zaman
kaybı olarak görülmesi sonucu
Turing’in yolu yetkililer tara-
fından defalarca kesilse bile o
vazgeçmez. Nihayet ürettiği
aletle İngilizlere stratejik bir is-
tihbarat kaynağı sunar ve sa-
vaşın süresi onun sayesinde
kısalır.
Ateşkesten 13 yıl sonra dün-
yaya gelen ve “Profesör” lâka-
bını almak için 90’lı yılları
bekleyen Ralf Rangnick’in öy-
küsü aslında Turing’in haya-
tından kesitler barındırıyor.
Onun yöntemleri de tıpkı Tu-
ring gibi zamanının ilerisinde
olduğu için özellikle büyük ku-
lüpler nazarında önce heyecan
yarattı, sonrasında ise sabır-
sızca kapı önüne kondu. Veya
fikirlerini özgürce gerçekleşti-
rebileceği ortamkayboldu-
ğunda kendisi görevinden
ayrılıverdi. Fakat Rangnick ke-
sinlikle pes etmiş değil. Red
Bull bünyesindeki Salzburg ve
Leipzig kulüplerinde 2012 ya-
zından beri sportif direktör
olarak görev yapan Profesör,
sonunda hayalindeki görev
çerçevesini bulmuş olabilir.
İlk adımlar
Rangnick profesyonel olarak
teknik adamlık kariyerine
başlama kararını aldığında
henüz 20’li yaşlarındadır. O sı-
ralarda doğduğu bölgenin ta-
kımı olan amatör Backnang’ı
çalıştırırken Rangnick’in yolu,
her genç teknik adama kısmet
olamayacak bir isimle kesişir.
Valeriy Lobanovsky’nin çalış-
tırdığı Dinamo Kiev her yıl o
bölgede iki haftalık bir sezon
arası kampına girmektedir ve
bu kez rakip olarak Backnang’ı
seçer. Genç Rangnick o gün 90
dakika boyunca gördüklerine
inanamaz:
“O kadar yoğun pres yapıyor-
lardı ki, sahada kesinlikle biz-
den en az üç kişi daha fazlalar
diye düşündüm. Maçın 11’e 11
oynandığını anlamam için
oyuncuları gerçekten tek tek
saymamgerekti. Hareketlilik-
leri, enerjileri ve organize oluş
şekilleri şaşırtıcıydı. Bu tama-
men yeni bir futbol tarzıydı.”
Maç sonunda heyecanını gizle-
yemeyen Rangnick soluğu Lo-
banovsky’nin yanında alıverir
ve Ukraynalı efsanenin oyun
görüşüne dair birinci ağızdan
olabildiğince bilgi toplar. Birkaç
sene sonra Lobanovsky ile te-
mel olarak benzer bir tarza sa-
hip olan ve bu felsefeyi daha
da ileri taşıyan Arrigo Sacc-
hi’ye de aynı hayranlığı duyar.
İtalya’daki arkadaşları ona
Sacchi’nin Milan’ınınmaçla-
rına dair video kasetleri gön-
derir. Hatta bunları o kadar çok
izler ki en sonunda yorgun dü-
şen kasetçalar bozuluverir.
Foggia kulübünü 3. Lig’den alıp
Serie A’ya taşıyan Zdenek Ze-
man ise Rangnick’in son idolü-
dür. Çek teknik adamın da
antrenman yöntemleri ilginç
gelir ona.
Nitekimbu ilhamverici isim-
lerden topladığı bilgileri amatör
bir kulüp olan Ulm’un teknik
direktörüyken uygulamaya
koyulur Rangnick. 1998 ya-
zında henüz ilk denemesinde
takımı 2. Lig’e taşıdıktan sonra
Almanya’da 1963’ten beri ya-
yınlanan Spotstudio adlı köklü
programa konuk olur. İşte
“Profesör” lâkabını alması tam
da bu yayından sonrasına
denk gelir. Zira ülke futbolu
hâlâ Beckenbauer’in nere-
deyse 30 yıl önce tanımladığı
liberolu 3-5-2 sistemine sarıl-
mış hâldeyken o bambaşka bir
yoldadır. Canlı yayında eline
kalemi alıp tahtaya çizerek
alan savunmasını ve dörtlü
defansın yapılanmasını detay-
larıyla anlatmaya çalışır. El-
bette henüz 40 yaşındaki genç
bir teknik adamın bu kadar sı-
radışı ve devrimci bir yaklaşım
sergilemesi hoş karşılanmaz.
Programın peşisıra ona takılan
lâkap aslında yüceltici değil,
alaycıdır bu yüzden. Fakat za-
manının biraz ilerisindedir
Profesör
S
Ralf Rangnick
72
73
Mustafa Akkaya
Alman futbolunun son 10
yıldaki dönüşümü, çeşit
çeşit teknik adamlar da
çıkardı. Karizmatiği, dünya
şampiyonu ve hatta çılgın
profesörü… Ralf Rangnick
bu kalıplardan
sonuncusuna giriyor.
Zira ülkede adını duyuruş
şekli, yeniliklere kafa
patlatması ve sıra dışı tarzı
sayesinde Rangnick’in
kariyeri hep fırtınalı oldu.
Profesör, Red Bull
şirketindeki yeni görevi ile
kendini bulmuşa benziyor.
