Previous Page  28-29 / 138 Next Page
Information
Show Menu
Previous Page 28-29 / 138 Next Page
Page Background

yakınız birbirimize.

Futbola olan ilgini çocukken kim

fark etti ve bir takımın içerisine

nasıl adım attın?

Aslında ilk hocambabamdı. Daha

önce futbol oynadığı ve futbolu çok

sevdiği için bendeki isteği ve iştahı

gördü. 5 yaşındayken herhangi bir

takımda oynamıyordum. Beni sa-

haya götürür, topu verir ve iki aya-

ğımı kullanmayı, neler yapmam

gerektiğini öğretirdi. En büyük an-

trenörümbabamdı. En yakın arka-

daşım, abim, babam, her şeyim

oldu. Zaten ben de 3 yaşından beri

topu elimden bırakmamışım.

Her yere götürmüşüm. Beni buraya

getiren kişi kesinlikle babamdır.

Baban profesyonel mi yoksa

amatör mü oynadı?

Benimailemde futbol geni var.

Babamamatör seviyede futbol oy-

namış. Profesyonele çıkma nokta-

sında futbol dışında başka şeylere

ilgi duymaya başlamış ve futboldan

kopmuş. Kendini tamkonsantre

edememiş. Amcamda futbolcuydu.

Profesyonel seviyede oynadı. Ancak

geçirdiği bir sakatlık sebebiyle fut-

bolu bırakmak zorunda kaldı. Kuze-

nimAS Roma’nın altyapısında

oynadı. Ama o da bir sakatlık sebe-

biyle futbolu bırakmak zorunda

kaldı. Yani ailemizde her zaman fut-

bol geni vardı. Bende de var.

Altyapı eğitimini U.S. Tor di

Quinto’da aldığını görüyoruz.

İtalya’da nasıl bir altyapı eğitimi

var? Bize anlatabilir misin?

İtalya’da altyapı eğitimi çok sıkıdır.

Hatta bir çocuğa beklenenden daha

fazlası öğretilir. Küçük yaşlarda

taktik anlamda, oyun bilgisi anla-

mında size bir sürü şeyi yüklerler.

Onun dışında tabiî saha içi ve dı-

şında saygıyı öğretirler. O altyapı

eğitimini aldığımkulüp çok profes-

yonel bir takımdeğildi. Ancak

çalışanların hepsi son derece

profesyonel, işinin ehli insanlardı.

Ben profesyonel oyuncu oldum.

O kulüpte çalışan fizyoterapist

olsun, antrenör olsun, kondisyoner

olsun hepsi şu anda Serie A’da çalı-

şıyor. O dönemde aldığımız eğitim

bize ne kadar profesyonel insanlar

tarafından verilmiş ki, şu anda o

kulüpte çalışan insanların hepsi

Seri A takımlarında görev yapıyor.

Seninle birlikte futbola başlayan

birçok arkadaşın bugün futbolcu

olamadı. Sen bunu nasıl başardın?

Benden çok daha yetenekli, çok

daha iyi oyuncular da vardı benim

yaş grubumda. Ama onların fut-

bolcu olamayıp da benim futbolcu

olmamın nedeni öncelikle bazı şey-

leri erken algılamaktan kaynakla-

nıyor. Ben futbolcu olmayı istedim

ve bunu istemek aynı zamanda fe-

dakârlık demektir. Hayatınızda bazı

şeylerden fedakârlık etmezseniz

futbolcu olamazsınız. Onun dışında

tabiî ki tutkumvardı, isteğimvardı,

arzumvardı. Bazı fedakârlıkları

yapmamgerekti. Ailemin desteğini

aldım. Onların desteğini almasam

bugünlere asla gelemezdim. Bazı

şeyleri çok erken algıladığım için de

18-19 yaşında - ki bence futbol için

son derece olgun bir yaştır -

ülkemden ayrılıp, Polonya’ya ilk

deneyimimi yaşamaya gittim.

Bir sonraki sorumda bununla

ilgiliydi. 18 yaşına girdiğin sırada

Polonya futbolunun efsane isimle-

rinden Zbigniew Boniek’ten teklif

alıyorsun veWidzew Lodz takı-

mına gidiyorsun. Seni nasıl ve

nerede keşfettiler?

Dediğimgibi, benimoynadığım

takım, profesyonel bir takımdeğildi.

Gençlerden oluşan bir takımdık.

Ama kadromuz çok iyiydi. Bölgesel

ligde hep şampiyonluklar yaşıyor-

duk. Turnuvalarda iyi sonuçlar elde

ediyorduk. Yine böyle bir turnuvaya

Boniek gelmişti. Benimmaçlarım-

dan birini izlemiş. Bazen futbolda

şans da gerekir. Bizi izlediği maçta

3 gol atmış ve çok da iyi oynamış-

tım. Ondan sonra beni izlemeye

devam etmişti. Final maçına geldi-

ğimizde de çok iyi oynamıştım.

Futbol şansını iyi değerlendirdim.

Onun izlediği maçlarda çok iyi

oynamıştım. Turnuva sonrasında

bana teklifte bulundu. Ben de iki

kere bile düşünmeden hemen teklifi

kabul ettim.

Bir futbolcu kendi şansını kendisi

oluşturabilir mi?

Ben şansa inanmıyorum. Hayatta o

doğru anın yakalanmasına inanıyo-

rum. Doğru yerde, doğru zamanda

olmaya inanıyorum. Tanrı bana o

fırsatı verdi ve ben de değerlendir-

dim.

2009 yılında Ocak ayı transfer

döneminde Yunanistan Süper Ligi

takımlarından APO Levadiakos’a

transfer oluyorsun. Burada bir tam,

iki yarım sezon geçiriyorsun. APO

Levadiakos günlerin nasıldı?

Aslında Levadiakos transferi kari-

yerim için önemli bir adımdı. Çünkü

Polonya’da çok iyi sezonlar geçir-

miştim. Polonya’daki misyonumu

da doldurmuştumve ayrılmak isti-

yordum. Daha iyi teklifler bekledim

ama o an o teklifler çıkmadı. Kar-

şıma Levadiakos’un teklifi çıktı. Ben

de kabul ettim. Çünkü ülkeme ya-

kındı. Hava şartları Polonya’dan çok

daha farklıydı, İtalya’ya benziyordu.

Bundan dolayı kariyerime orada

devam ettim. Oradaki sezonlar

kendi adıma çok iyi geçti ama takım

çok iyi değildi. Ben iyi oynadığım

için Yunanistan’ın çok büyük ta-

kımları ve İtalya’dan bazı takımlar

benimle ciddi olarak ilgilendi. Ama

kulüp başkanı çok değişik bir in-

sandı. O dönemde gitmeme izin

5 yaşındayken herhangi bir takımda

oynamıyordum. Babambeni sahaya götürür,

topu verir ve iki ayağımı kullanmayı, neler

yapmamgerektiğini öğretirdi. En büyük

antrenörümbabamdı. En yakın arkadaşım, abim,

babam, her şeyimoldu. Beni buraya getiren kişi

kesinlikle babamdır.

Bölgesel ligde hep şampiyonluklar yaşıyorduk.

Boniekmaçlarımdan birini izlemiş. Bizi izlediği

maçta 3 gol atmış ve çok da iyi oynamıştım.

Bazen futbolda şans da gerekir. Onun yine izlediği

finalde de çok iyi oynamıştım. Turnuva sonrasında

bana teklifte bulundu. İki kere bile düşünmeden

teklifi kabul ettim.

İtalya’da altyapı

eğitimi çok sıkıdır.

Hatta bir çocuğa

beklenenden daha

fazlası öğretilir.

Küçük yaşlarda taktik

anlamda, oyun bilgisi

anlamında size bir

sürü şeyi yüklerler.

Onun dışında tabiî

saha içi ve dışında

saygıyı öğretirler.

28

29

Annem evlere temizliğe giderdi. Babam

da güvenlik görevlisi olarak çalışıyordu.

İki ablamvar. En küçük ben olduğum için

de biraz fazla şımartıldım. Tabiî bu

gelişimimde çok büyük rol oynadı.

Birbirimize bağlı bir aile olduğumuz için

sevgi hep ön plandaydı.