TR
EN
Site İçi Arama
Detaylı Arama
İbrahim Toraman: "Futbol fedakârlık ister" 1.10.2007
İbrahim Toraman: "Futbol fedakârlık ister"

Gaziantepspor'dan geldikten sonra beşinci sezonunu yaşadığı Beşiktaş'ta kaptanlık bandını taşıyor. Aradan geçen sezonlarda gelip giden hiçbir teknik direktör ondan vazgeçemedi. Bu süreçte Milli Takım kadrosundan da hiç eksilmedi. İstikrarlı grafiğini işine özen göstermesine, özel hayatından ve ailesinden fedakârlık yapmasına bağlıyor, tüm yaşantısını futbola endekslediğini anlatıyor.

Röportaj: İlker Uğur

Öncelikle İbrahim Toraman'a bir sormak lazım, hayat nasıl gidiyor diye?

Hayatımız futbol olduğu için skorlara bağlı diyebilirim. İş yaşantımızda başarılıysak ve takım iyi gidiyorsa bizim için de hayat iyi oluyor, mutluluk duyuyoruz, yediğimiz içtiğimiz her şeyden daha fazla zevk alıyoruz.

Yani senin için işler iyi mi şu anda?

İyi gerçekten. Takım olarak sezona iyi başladık. Hem kendi adıma hem takımım adına iyi bir başlangıç yaptık. İnşallah bunu bir sezon boyunca devam ettirebiliriz.

Gaziantepspor'dan Beşiktaş'a geldiğinden beri Beşiktaş pek çok teknik direktör değiştirse de sen hep takımın değişmez ismiydin. Beşiktaş'ta ne olursa olsun sen hep banko oynuyorsun. Bunu neye bağlıyorsun?

Dediğiniz gibi beşinci sezonumu yaşıyorum ve pek çok teknik direktör değişti. Hem Beşiktaş hem de Milli Takım'da teknik direktör değişiklikleri oldu. Ben hep takımdaydım. Bu dönemde hep Milli Takım'a da çağrıldım ve oynadım. Bu istikrarın bir nedeni işime çok bağlı olmam. Çok çalışıyorum. Özel hayatımdan, ailemden fedakârlık yaparak bütün hayatımı futbola göre ayarlamaya çalışıyorum. Bu kadar çalışmanın karşılığını kısa vadede olmasa da uzun vadede alıyorum.

Özel yaşantına da oldukça dikkat ediyorsun. Kızların en çok ilgi gösterdiği futbolculardan birisin ama seni hiç magazin sayfalarında görmedik diyebilirim.

Tabii ki karşı cinsten ilgi görmek çok güzel. Her erkeği olduğu gibi beni de mutlu ediyor. Ama futbol kısa süreli bir meslek ve önemli olan bu meslekte başarıya ulaşmak. Her geçen gün yaşantıma iyi bir şeyler yazdırmaya uğraşıyorum. Bunları yaparak işimde başarılı olmaya çalışıyorum. Ben ne kadar magazinden uzak dursam da ismim bazı yerlerde yine de geçiyor ve buna da bir şey yapamıyorum açıkçası. Sonuçta kendi duruşum var ve ona uygun davranmaya çalışıyorum.

Oynaya oynaya olgunlaşıyorsun

Beşiktaş'ta beşinci sezonunu geçiriyorsun. İlk geldiğin zaman elbette bir tedirginlik ve kendine güvensizlik olmuştur. Artık tamamen kendini rahat ve oturmuş olarak görüyor musun?

Kesinlikle. Büyük takımlara genç yaşta gelen oyuncular için en önemli şey sabır. Mutlaka bu oyunculara özel ilgi göstermek, üzerlerinde durmak lazım. Çünkü gerçekten kolay değil. İlk geldiğim sezonla bu sezon arasında çok büyük farklar var. Şu anda en iyi çağımda olduğumu düşünüyorum. Defans oyuncusu olarak oynaya oynaya olgunlaşıyorsunuz. İlk gelindiğinde İstanbul'a alışma, camiaya alışma, taraftara alışma açısından birkaç yıl gerekli. Ben bu sezon bütün olumsuzlukları arkamda bıraktım ve kendimi çok hazır hissediyorum. Her konuda kendime çok güveniyorum diyebilirim. Saha içi ve saha dışında bir noktaya ulaştığımı düşünüyorum. Dediğim gibi, genç oyunculara sabır gösterilirse bu noktalara ulaşılabilir.

Bu sezon takımda bir yol gösterici, ağabey rolün de var. Çünkü takımda pek çok genç oyuncu bulunuyor.

Takım o kadar genç ki 19-20 yaşında pek çok arkadaşımız var. Ben takım kaptanıyım ama yaşım 25. Kendimi genç olarak nitelendiriyorum ancak takımın yaş ortalaması düşük olduğu için ağabeyler sınıfında yer alıyorum. Genç arkadaşlara örnek olmam lazım. Ben de bu aşamalardan geçtim. Yaşım daha küçükken bize örnek olan yol gösteren ağabeylerimiz vardı takımda. Onlardan çok şeyler öğrendim. Takımın başarıya ulaşması ve bu genç oyuncuların gelişmeleri için onlara iyi örnek olmamız lazım. Ben de bunu elimden geldiğince yapmaya çalışıyorum.

Beşiktaş çok teknik direktör değiştirmesinin yanı sıra hemen her sezon başında yeni kadrolar kuruyor. Yabancı oyuncular da çok sık değişiyor. Bu sezonki transferlerin takıma uyumu nasıl?

Son iki-üç sezondur durum gerçekten böyleydi. Çok sayıda yeni transferle sezona başlıyorduk. Bu sezon çok transfer olmadı, çünkü geçen sezon oldukça iyi bir performans gösterdiğimizi düşünüyorum. Şampiyon olamadık ama lig ikincisiydik. Şampiyonlar Ligi'ne kaldık. Fortis Türkiye Kupası'nı kazandık. Bu başarılara ulaşan kadro korundu ve kaliteli takviyeler yaptık. Bu takviyelerin ne kadar iyi olduğunu sezon açılışında gördüğümüzü düşünüyorum. Yeni gelen transferler takımın kalitesini yukarıya çıkarttı. Bu oyuncular sezon başı ve uyum devresinde olmalarına rağmen ellerinden gelenin en iyisini yapıyor. Önümüzdeki aylarda çok daha iyi performans göstereceklerine inanıyorum.

Peki, takımda "Sezonun transferi budur" diyebileceğin bir oyuncu var mı?

Bir isim vermem elbette çok doğru olmaz. Ama baktığımız zaman Serdar Özkan, Serdar Kurtuluş, Tello, Cisse faydalı oyuncular. Serdar Özkan bu sezon iyi çalışıyor ama daha fazla çalışması lazım. Serdar Kurtuluş keza geçen sezona göre daha iyi. Tello iyi bir transfer, Cisse de öyle.

Cisse defansı çok rahatlattı

Defansın göbeğinde oynayan bir oyuncu olarak seni en çok rahatlatan transfer hangisi?

Cisse tabii ki. Teknik ve sağlam bir oyuncunun önümüzde oynaması bizi rahatlatıyor. Şu an sezon başındayız ve o çok iyi performans gösteriyor. Dilerim bu form düzeyini sonuna kadar devam ettirir.

Sen de çeşitli pozisyonlarda oynuyorsun. Bazen sağ bekte de görev yapıyorsun. En çok hangi mevkide rahat ediyorsun?

Evet, çeşitli mevkilerde oynuyorum ama açıkçası sağ bek oynamaktan çok mutlu değilim. Elimden gelenin en iyisini yapmaya çalışıyorum, iyi oynamak istiyorum ama benim yerim stoper. Ben o pozisyonda kendime güveniyorum. Ama hocamız ne görev verirse versin onu en iyi şekilde yapmaya çalışırım. Sağda oynadığım zaman takıma ne kadar katkım oluyor bilemiyorum.

Biraz iğreti duruyorsun zaten hücuma çıkarken. Alışmışız seni savunmanın ortasında atak keserken görmeye.

Ben kötü oynadığımı düşünmüyorum ama iyi oynasam da insanlar beni sağ bek pozisyonunda görmek istemiyor. Ben stoper mevkiinin her türlü sorumluluğunu üstüme alan bir oyuncuyum ama sağ bek pozisyonunda kendime o kadar çok güvenmiyorum. İlerleyen zamanlarda stoper mevkiinde yaptıklarım daha fazla dikkat çekecek ve o zaman bu iki mevki performansım arasındaki fark ortaya çıkacak bence. Ben bu pozisyonda formumu zirveye çıkarmaya çalışacağım, çünkü bazı şeyler belli yaştan sonra öğreniliyor. Oynaya oynaya hatalarımı görüp bunların farkına belirli bir olgunluktan sonra varıyorum. Örneğin Avrupa'da aynı pozisyonda oynayan oyuncuları izleyip onlardan bir şeyler öğrenmeye çalışıyorum. Yapılan iyi şeyleri gördükçe kendimi geliştirip bir adım daha ileri gidiyorum. Şu an 25 yaşındayım ve çok küçük yaştan beri bu oyunu oynuyorum. Bu sezon en iyi sezonlarımdan birisi olacak.

Kendi maçların dışında çok maç izliyor musun?

Avrupa'da oynanan iddialı maçları takip etmeye çalışıyorum. Heyecanı yüksek güzel maçları izliyorum. Özellikle defans oyuncularını seyrederek ekstra neler yaptıklarını inceliyorum.

Aslında bir yetenek karşılaştırması yaptığımız zaman bir Gökhan Zan'ın, senin, Servet'in yetenek olarak bu işin en iyileri Cannavora veya Puyol'la aranızda çok büyük farklar yok. Ama onları Cannavaro ve Puyol yapan ekstra bir şeyler var sanki.

Kesinlikle doğru söylüyorsun. Cannavaro ve Puyol benim beğenerek izlediğim oyuncular. Ben bu oyuncularla aramda çok büyük fark olduğunu düşünmüyorum. İki oyuncunun yaşları da 30 civarında. İnan ki onlar bu zamana gelene kadar çok hata yapmışlar ve çok şeyler yaşamışlardır. Performansları hep iyi gitmedi tabii ki. Ama onlar bizden daha profesyonel diyebiliriz. Çünkü bu işin tam anlamıyla profesyonelce yapıldığı bir yerdeler. Biz de bu yolda ilerliyoruz. Eskiye nazaran işine daha fazla sahip çıkan, çok daha profesyonel bir anlayış hâkim Türk futboluna. Herkes işini en iyi şekilde yapmaya çalışıyor. Bu futbolcularla aramızdaki fark sadece daha çok çalışma ve daha fazla maç oynamayla, yani tecrübeyle kapanabilir.

Sıradan bir Avrupa takımına gitmem

Avrupa'da forma giymek gibi bir hayalin var mı?

Var tabii ki. Her Türk futbolcusunun kariyer hedefinde Avrupa'nın iyi bir takımına bir gün transfer olmak vardır. Benim hedefim en başta kaptanlık yaptığım Beşiktaş camiasında şampiyonluklar yaşamaktır. Taraftarımıza bu mutluluğu yaşattırmak istiyorum. Onları yaşadıktan sonra, başarının olduğu yere teklifler yağacaktır. Ben Avrupa'nın üst düzey bir takımına gitmek isterim. Ama sadece gitmek için Avrupa'ya gitmem. Bana Avrupa'nın sıradan takımlarından teklifler beş sene önce Gaziantepspor'dayken de geliyordu.

Nereden teklif gelmişti?

Ukrayna'dan vardı, başka ülkelerden de vardı. Ama ben önce bir büyük takımda oynayarak kendimi kanıtlamak istedim. Şartlar uygun olduğu takdirde Avrupa'da Beşiktaş'tan daha büyük bir takıma gitmek isterim.

Yeni teknik direktörünüz Ertuğrul Sağlam iyi bir başlangıç yaptı. Onunla çalışmak nasıl?

Ertuğrul Sağlam 4-5 sezon öncesine kadar futbolcuyken çok başarılı bir teknik direktör oldu. Gerçekten çok takdir ettiğim birisi. Hem insan olarak hem teknik direktörlük olarak. Çok başarılı olacağını düşünüyorum. Şu an hiçbir sorunumuz yok ve gayet iyi gidiyoruz. Takımın şu anki başarısında hocamızın payı büyük. Ben bundan sonrasının Ertuğrul Hoca adına da iyi olacağına inanıyorum.

Sezon başında 15 günde 5 maç yaptınız. Bu yoğun trafik takımı nasıl etkiledi?

Yorgunluk oluyor ama buna alışmamız lazım. Avrupalı oyuncular üç günde bir maç oynuyorsa bizim de onlarla mücadele edebilmek için bu tempoya ayak uydurmamız şart. Bu tempoya yavaş yavaş alışıyoruz. Fiziksel anlamda vücut 3 günde bir maçı kaldırıyor ama zihinsel yorgunluk ve maç motivasyonu bizi daha çok etkiliyor diyebilirim. Ancak bütün kupalara talibiz diyorsak ki talibiz, bu bir mazeret olamaz bizim için. Bu tempoya ayak uydurmalıyız.

Şampiyonlar Ligi'nde henüz rakipleriniz belli değil. Ama ben sormak istiyorum, Beşiktaş bu kadro yapısıyla nereleri zorlar?

Biz iyi takımız. Sezon başını kazasız geçiyoruz ve bu sonraya daha çok yansıyacak. Koşan, mücadele eden, genç ve kazanmak isteyen bir takımız. Şampiyonlar Ligi'nde ve diğer tüm kulvarlarda her sezon olduğumuzdan daha çok iddialıyız. Biz bir takım olduk ve bunu hem Şampiyonlar Ligi hem de Türkiye'deki mücadelelerimizde göreceğiz.

Attığın goller var. Hiç bu kadar golcü görmemiştik seni son zamanlarda.

Ben bu kadar golcüydüm aslında. Gaziantepspor'da bir sezonda 8 önemli golüm vardı örneğin. Büyük takımda olunca tabii atılan goller daha fazla göze batıyor. Ben o sekiz golü Beşiktaş'ta atsam çok daha fazla konuşulurdu herhalde. Gol atmak güzel elbette. Ben savunma oyuncusu olmama rağmen maçı her an yaşıyorum. Duran toplarda hep ileri gidip gol arıyorum. Bazen golü hissediyorum. Savunma oyuncusu olmama rağmen takımın galibiyetine gol atarak katkı sağlıyorsam çok mutlu oluyorum. Ama savunma her zaman en önemlisi. Çünkü benim öncelikli görevim gol atmak değil golü engellemek.

Bu sezon tüm takımlar iyi transferler yaparak önemli oyuncuları kadrolarına kattı. Bu sezon lig yarışı her zamankinden çekişmeli geçeceğe benziyor. Sen bu konuda ne düşünüyorsun?

Doğru söylüyorsun. Bu sezon herkes doğru transferler yaptı. Sezon başı olmasına rağmen lig iyi başladı bence. Geçen sezona oranla daha çekişmeli geçecek bence. Tüm takımlar istikrarlı ve sorunsuz gidiyor. O yüzden daha heyecanlı bir sezon var önümüzde. Ama ben Beşiktaş'ı biraz daha avantajlı görüyorum bu yarışta. Çünkü genç ve başarıya aç bir takımız. Bu sezonun Beşiktaş'ın sezonu olacağını düşünüyorum.