TR
EN
Site İçi Arama
Detaylı Arama
Defansın Kara Murat'ı: Murat Akça 1.01.2012
Defansın Kara Muratı: Murat Akça
Galatasaray'ın altyapısından yetişip 14 yaşında profesyonel sözleşmeye imza attı. Genç Millî Takımların her kategorisinde 70'in üzerinde maç oynadı. Geçtiğimiz sezon Adana Demirspor'daki performansıyla dikkat çekip transfer olduğu Sivasspor'da Süper Lig'deki ilk sezonunda formayı kaptı. Mücadeleci yapısı, asla pes etmeyen kimliği ve gözü karalığıyla "Kara Murat" olarak anılan genç oyuncu, Ümit Millî Takım kadrosunda daha yukarılara sıçrama yapacağı günleri iple çekiyor.

Röportaj: Selim Şakarcan

Bu sezon Süper Lig'de forma giymeye başlayan ve önemli bir çıkış yapan genç oyunculardan Murat Akça'yı daha yakından tanıyalım mı?

Almanya'da, 13 Temmuz 1990 tarihinde doğdum. Aslen Edirneliyiz. 7 yaşımdayken İstanbul'a geldik. Eğitimimi burada sürdürmem için Türkiye'ye gelmiştik. Yıldız Teknik Üniversitesi'nde okuyan bir kız kardeşim var.

Futbola nasıl başladın?

Enteresan bir hikâyesi var futbola başlamamın. 1998 yılında Galatasaray'ın seçmelerine katıldım. Dört aşamadan oluşan seçmelerin ilk üçünü geçtim ama son aşamada elendim. Ertesi sene yeniden katılmadan önce Bayrampaşa'da bir sahada babamla çalışıyordum. Tek başıma antrenman yaparken yine Bayrampaşalı bir ağabeyimiz beni görüyor ve babama, "Oğlun gelsin, benim mahalle takımımda, Doğanspor'da başlasın" diyor. Ben de Doğanspor'da futbola başladım. Bir sene oynadıktan sonra Galatasaray'da bu defa idmanlarda denendim. Ondan sonra da uzun yıllar Galatasaray'ın altyapısında oynadım.

2004 yılında, 14 yaşındayken Galatasaray'da profesyonel sözleşmeye imza atman ilginçti.

Evet, profesyonel olmak için erken bir yaş. O dönemde bizim 1989-90 jenerasyonumuz çok iyiydi. Ben ve 2-3 arkadaşım bir yaş büyüklerle oynuyorduk. O sezon yıldızlarda Türkiye şampiyonu olmuştuk. Ondan sonra da 9-10 oyuncuya profesyonel sözleşme imzalatmışlardı. Onlardan biri de bendim.

Galatasaray altyapısında önemli bir jenerasyonla oynadın ve Genç Millî Takımlarda 70 kere forma giyerek önemli bir tecrübe edindin. Hem Galatasaray'ın hem de Millî Takımların, gelişimine nasıl katkısı oldu?

Bugüne kadar ne öğrendiysem Galatasaray'a borçluyum. Galatasaray'da yetişmemin ve Millî Takımlarda oynamamın bana çok büyük katkıları oldu, çünkü çok değerli insanlarla çalıştım. Genç Millî Takımlarda tüm yaş gruplarında oynadım ve takım kaptanlığı yaptım.

Genç Millî Takımlara ilk ne zaman çağrılmıştın?

İlk millî maçım bir yaş büyüklerimleydi. Rahmetli Fatih Eser Hocamız beni Antalya'da Hollanda ile oynadığımız hazırlık maçı kadrosuna almıştı. Kendi yaş grubumdaki U15 Millî Takımı'nı ise Cezmi Turhan Hocamız kurmuştu. Daha sonra Abdullah Avcı, Turhan Mesçi, Hami Mandıralı ve Abdullah Ercan'la çalışma fırsatım oldu. Tabii birçok değerli hocayla çalışmamın çok faydasını gördüm. Her hocamızın farklı istekleri oluyordu. Ben de hepsinden bir şeyler öğrenmeye çalıştım. Gelişimime çok önemli katkıları oldu, hepsine çok teşekkür ederim.

Kısa bir Denizlispor döneminin ardından Adana Demirspor'la başarılı bir sezon geçirdin. Galatasaray'dan ayrılışın nasıl oldu? Geçen sezonu değerlendirir misin?

Geçen sezon başında Galatasaray, Denizlispor'dan Çağlar Birinci'yi transfer etti. Bu transfer karşılığında Denizlispor'a bir miktar para ve 5 oyuncu verildi. Bu oyuncuların arasında ben de vardım. Denizli'ye gittim ve sözleşme imzaladım. Yaklaşık 1.5 ay sonra hocaya ve başkana ayrılmak istediğimi söyledim.

Neden ayrılmak istedin? Denizliye mi alışamadın, yoksa oynayamayacağını mı düşündün?

Hayatımda hiçbir zaman yılmadım. Mücadeleden hiç kaçmadım ama Genç Millî Takımlardan tanıdığım, Adana Demirspor'u çalıştıran Soner Tolungüç Hocamın istemesi çok etkili oldu benim için. Daha önce çalıştığım bir hocaydı. Denizli'den ayrılmasaydım da oynayabilirdim diye düşünüyorum ama Adana Demirspor'da daha faydalı ve başarılı olacağımı düşündüm.

Öyle de oldun. Geçen sezon Adana Demirspor'da 28 maçta forma giydin ve başarılı bir sezon geçirdin.

Adana Demirspor'a transfer olmam hayatımda verdiğim en doğru karardı. Çünkü 2. Lig'de oynamak farklı bir tecrübeydi. Galatasaray'dan ayrılma nedenim bir yerlerden başlamak ve sürekli futbol oynamaktı. Adana Demirspor'da bu hedefimi gerçekleştirdim. Büyük kulüplerin altyapısından yetişen arkadaşlarıma da A2 Ligi'nde oynamaktansa Bank Asya 1. Lig ya da Spor Toto 2. Lig'de oynayabilecekleri bir takıma transfer olmalarını tavsiye ederim. Sürekli oynamak ve farklı tecrübeler edinmek gelişimleri için çok önemli.

Futbola başladığından beri stoper mi oynuyorsun?

Hayır, Doğanspor'da forvet oynuyordum. Zaten genellikle herkes futbola forvet olarak başlar ama ben çok gol atıyordum. Galatasaray'a da ilk gittiğimde yine forvet oynadım. Daha sonra Zafer Koç Hocam beni defansta denedi. Doğru bir karar verdiğini düşünüyorum. Birkaç ay sağ ve sol bekte denensem de sonra stoper oynamaya başladım ve öyle devam etti.

Futbola başladığın dönemde ailenin desteği nasıldı? Ailende sporcu var mı?

Dayım da Almanya'da doğmuş, 18 yaşına kadar orada yaşamış ve aklınıza gelebilecek tüm spor dallarıyla uğraşmış. Futbola başlangıcımdan bugüne kadar ailemin çok desteğini gördüm. Zaten aile desteği olmazsa her şey çok zorlaşır ve bir yerde tıkanır. Okulla futbolu beraber yürütmek de çok zor oluyor. Sağ olsun babam küçükken antrenmanlara götürürdü beni. Ailemin desteğini her zaman hissettim.

Okul ve futbol bir arada zor oluyor dedin. Şimdi eğitimine devam ediyor musun?

Ortaokul ve lisede derslerim çok iyiydi. Okulla futbolu başarıyla götürebiliyordum. Lise 2'ye kadar hep sınıf birincisiydim. Millî Takımlara sık sık gitmeye başladıktan sonra okulu aksatmaya başladım. O dönemde futbolla okul arasında tercih yapmak durumunda kaldım. Ben de futbola ağırlık vermeye karar verdim. Okula daha az gittim ama notlarım biraz düşse de liseyi bitirdim.

Eğitimle ilgili gelecekteki planların nedir?

Geçen sene Denizlispor'la 3 yıllık sözleşme imzalayınca üniversiteye de gitmeyi planlıyordum ama Adana Demirspor'a kiralık gidince plan yapamadım. Şimdi Sivas'ta üniversiteye başlamak istiyorum. Spor akademisi ya da farklı bir alanda eğitimime devam etmek istiyorum. Günümüzde eğitime devam etmek, yeni şeyler öğrenmek çok önemli.

Sivasspor'a transferin nasıl gerçekleşti?

Benim bütün sözleşmelerim sancılı oldu. Önce farklı bir kulüple anlaşmıştım. Hocayla görüşmüş, ailemle kararımızı vermiştik. İmza atacağım gün iş bozuldu, "Hayırlısı" dedik. Geçen sezon Denizlispor'a imza atarken kulüpte başkan değişmişti. Ali İpek ayrıldı, yerine Mehmet Özsoy yeni başkan oldu. Mehmet Özsoy önceden imzaladığımız ön protokoldeki rakamı düşürmek istedi. Kabul ettim ve bana yeni bir sözleşme teklif ettiler. Ben de yeni teklifin yarısına bile imza atacağımı ama tek şartım olduğunu söyledim. Sözleşmenin 1+2 yıllık olmasını istedim. Opsiyonun da onlarda olmasını önerdim ama maç başı ücretimi arttırmalarını talep ettim. "Oynarsam para kazanayım" dedim. Başkan şaşırdı ve "Kendine çok güveniyorsun genç adam" dedi. Sözleşmeyi uzatırlarsa da en başta imzaladığımız ön protokoldeki rakamın 2. ve 3. yılda geçerli olmasını istedim. Bu konuda da anlaştık. 31 Ocak'a kadar bana haber vermeleri gerekiyordu. Ocak ayının ortalarında kulüpte yine yönetim değişti ve Ocak sonu boşa çıkmış oldum. Bu sezon başında da 4-5 kulüp arasından Sivasspor'la anlaştım. Yine doğru karar verdiğimi düşünüyorum, Sivas'ta çok mutluyum. Rıza Çalımbay gibi önemli bir futbol adamıyla çalışmak benim için çok iyi oluyor. Bütün hocalarımdan olduğu gibi Rıza Hocadan da birçok şey öğreniyorum.

Bir stoper olarak özelliklerin neler?

Benim lâkabım Kara Murat'tır, kimse bana Murat demez. Herkes "Kara" diye seslenir bana. Cüneyt Arkın filmlerindeki gibi hiç mücadeleden kaçmadığım ve maçın sonuna kadar savaştığım için "Kara Murat" diyorlar.

Aslında lâkabın anlatıyor nasıl bir futbolcu olduğunu.

Evet, en önemli özelliğim mücadele etmek. Hava toplarında iyi olduğumu düşünüyorum. Bir de hızlı olduğumu söylerler. Tabii ki eksik olduğum, kendimi geliştirmem gereken yönlerim de var. Zaten çok çalışarak, eksiklerimizin yanında en iyi özelliğimizi bile geliştirmeliyiz. Ben çalışmayı seven ve öğrenmeye aç biriyim. Futbol veya başka konularda her zaman yeni şeyler öğrenmek için çalışıyorum. Çok fazla maç seyrediyorum. Özellikle stoperleri takip ediyorum ve onlardan bir şeyler öğrenmeye çalışıyorum.

Hangi oyuncuları beğeniyorsun?

Özellikle sert oynayan, mücadeleci oyuncuları severim. İtalyan Materazzi'yi çok beğeniyordum. Nesta, Cannavaro, Pepe, Carvalho yine beğendiğim oyuncular. Barcelonalı Pique'yi özellikle takip ediyorum. Bu oyuncuların hepsinden bir şeyler öğrenmeye çalışıyorum.

Öğrenmeye aç olduğunu söyledin. Futbol dışında kendini geliştirmek adına neler yapıyorsun?

Kitap okumayı çok seviyorum. Kitap okurken kendimi iyi hissediyorum. Genelde macera kitapları ve polisiye romanlar okumayı severim. Futbol nedeniyle pek zaman bulamasam da tiyatro ve sinemaya giderim. Yeni yerler görmeyi, farklı yerlerin özelliklerini öğrenmeyi seviyorum. İşimiz gereği, özellikle Genç Milli Takımlarda çok farklı yerlere gittik. Genelde gezmeye de fırsat buluyorduk. Bu da benim için çok keyifli oluyordu.

Daha önce de biraz bahsettik ama Genç Millî Takımlarda uzun süredir oynamak sana neler kattı?

Genç Milli Takımlarda çok güçlü rakiplerle karşılaşıyoruz. Bu sayede bireysel ya da takım olarak dünyadaki yerimizi görüyoruz. Millî Takımlarda oynamanın en önemli katkısı bu. İlerisi için, A Millî Takım için çok ciddi tecrübe kazanıyoruz.

"Dünyadaki yerimizi görüyoruz" dedin. Sence neredeyiz?

Biz hâlâ gelişmekte olan bir ülkeyiz. İyi yerlere gidiyoruz diyebilirim ama şimdilik yeterince iyi değiliz. Ümit Millî Takım'dan çok iyi bir jenerasyon geliyor. Biz ve bizden sonraki jenerasyonlar daha şanslı, çünkü daha bilinçli eğitiliyoruz. Başımızda çok iyi hocalarımız var. Bundan sonrasının çok daha da iyi olacağını düşünüyorum.

Hedeflerin neler?

Sivasspor'dan A Millî Takıma yükselmek ve yine Sivasspor'dan Avrupa'ya transfer olmak istiyorum. İlla Türkiye'deki büyük takımlarda oynamak gibi bir hedefim yok. Eğer teklif gelirse tabii ki oynarım. Tekrar Galatasaray ya da diğer büyük takımlarda oynamak da çok önemli ama asıl hedefim Avrupa'da oynamak. Özellikle de Almanya'da, Borussia Dortmund'da oynamak istiyorum. Taraftarı ve stadı çok güzel. Ben ateşli taraftarın olduğu kulüpleri çok seviyorum. Mesela Adana Demirspor'un taraftarı da muhteşem. O taraftar bence daha üst liglere lâyık. Spor Toto Süper Lig'de o taraftarı düşünemiyorum. Lige inanılmaz bir renk katarlar.

Adana Demirspor'da ilginç bir anın var mı?

Çok anım var. Taraftarla aram çok iyiydi. Gitmemi de istemediler ama kariyerim için daha üst liglerde oynamam gerekiyordu. İçeride Tarsus'la oynuyorduk; 1-0 öne geçmemize rağmen 2-1 geriye düştük. İkinci golü atan oyuncu bizim taraftara bir hareket yaptı. Arkasından yaklaşık 100 kişi sahaya girdi. Bir baktım, golü atan oyuncuyu kovalıyorlar. Maç 25 dakika kadar durdu, bir de golü atan oyuncu kırmızı kart gördü. Maç tekrar başladı ve bitime 10 dakika kala 2-2 yaptık skoru. Artık maç bitmek üzereyken bir gol daha bulduk ve 3-2 kazandık. Golden sonra saha karnaval alanına döndü. Bütün taraftarlar sahaya girdi. Bu maçtan sonra ceza aldık ve seyircisiz oynadığımız maça 10 bin taraftar geldi, saha dışından bizi desteklediler. Taraftarın desteği futbolcu için çok önemli, maça daha iyi motive oluyorsun.

Sivasspor taraftarı için neler söylemek istersin?

Çok ateşli olmasalar da bizi her maçımızda destekliyorlar. Her maçımızda stadı dolduruyorlar. Fenerbahçe maçında da onların desteğiyle çok güzel bir galibiyet aldık. Takım olarak muhteşem bir oyun oynadık. Onların desteği bizi heyecanlandırıyor, motive ediyor.

Yaklaşık 3-4 sezondur oynadığın kulüplerin A takım kadrolarında bulunuyorsun. Genç bir futbolcu olarak Türkiye'de siz gençlere yeterince şans verildiğini düşünüyor musun?

Bursaspor'da Serdar Aziz, Galatasaray'da Semih Kaya, Beşiktaş'ta Necip Uysal ve Ümit Millî Takımımızdaki bir çok oyuncu kulüplerinde oynuyor. Ben de Sivasspor'da oynuyorum. Şans verildiği zaman, daha bilinçli olduğumuz için, geçmişe göre daha iyi değerlendirdiğimizi düşünüyorum. Genç oyunculara daha çok şans verilmeli, çünkü şans verilirse hem oyuncular hem de kulüpler kazanacak. Bir de Millî Takımımız için futbolcu havuzu genişleyecek. Sadece Süper Lig değil, alt liglerde de çok iyi genç oyuncular var. Onlara da şans verilmesi ve dikkatle izlenmesi gerekir diye düşünüyorum. Tabii biz genç futbolcuların da şans buldukça sorumluluklarımız artıyor ve her zamankinden daha çok çalışmamız ve mücadele etmemiz gerekiyor.