Page 68-69 - gri-sablaon1

Basic HTML Version

68
TamSaha
kanunlar›na göre befl y›la kadar hapis
cezas› alabilir.
Yönetime hile kar›flt›ran baflkan› yü-
zünden batan bir kulübün hali flans-
s›zl›k olarak adland›r›labilir. Ne var ki
FIFA’n›n merkezi olan ‹sviçre’de bu
olaydan birkaç gün sonra ikinci bir
kulübün daha iflâs etmesi ironiden
baflka bir fley de¤il! 2005 y›l›nda 10
milyon ‹sviçre frang›n› aflan borçlar›
yüzünden batan Servette, güçlükle
yeniden toparlanarak bu sezon tekrar
Süper Lig’e yükselmiflti. Ancak aylar
Aral›k’› gösterdi¤inde kulübün futbol-
cular›ndan stat temizlik flirketine ka-
dar neredeyse uçan kufla borcu oldu-
¤u ortaya ç›kt›. fiubat’ta ise Neucha-
tel Xamax’›n ard›ndan ikinci bir ‹sviç-
re kulübünün kasas›nda örümcek a¤-
lar› örülmüfl oldu.
Potansiyel tehlikeler
Finansal Fair Play’in (FPP) gelifli bir-
çok kulüp için ilk bak›flta Avrupa ku-
palar›na kat›l›m için tehlike gibi gö-
rünse de asl›nda futbol tak›mlar›n›n
do¤ru yönetilmesi ad›na yol gösterici
bir harita niteli¤inde. Bundesliga gibi
bir lig hâlihaz›rda düzgün yönetilen
ve sa¤l›kl› kulüplere sahip oldu¤un-
dan ötürü FPP’ye öncelikli olarak ih-
tiyaç duymayabilir. Ne var ki Alman-
ya’n›n kap› komflusu olan Hollanda
ekiplerinin bu konuda farkl› çözüm-
lere ihtiyaç duydu¤u net. Bugüne dek
iflâs eden bir Eredivisie deviyle tan›fl-
mad›k. Ancak Avrupa k›tas›ndaki fi-
nansal kriz sürdü¤ü sürece Hollan-
da’da bu risk Demokles’in k›l›c› gibi
tehdit unsuru olarak kalacak.
Nüfusun sadece 16 milyon oldu¤u
ülkenin en üst liginde 18 tak›m bulu-
nuyor. Halk›n tamam›n›n futbol me-
rakl›s› olmad›¤›n› ve taraftarlar›n az
da olsa bir k›sm›n›n ‹kinci Lig’den bir
ekibi destekledi¤ini düflünürsek, orta-
lama bir Eredivisie kulübünün taraftar
say›s› neredeyse 650 bini bile geçmi-
yor. Elbette tarihî baflar›lar› daha yük-
sek olan Ajax, PSV ve Feyenoord’un
taraftar kitlesi daha genifl olabilir,
ama bu bile art›k 16 milyonluk bir ül-
keden Avrupa devi ç›kmas›na yetmi-
yor. Öte yandan maç yay›n gelirleri
de havuzun küçük olmas›ndan dola-
y› di¤er Avrupa devleriyle karfl›laflt›r›-
lamayacak kadar az kal›yor. UEFA
Baflkan› Platini ise buna çözüm ola-
rak profesyonel kulüp say›s›n›n azal-
t›lmas›n›, hatta Belçika ve Hollanda
liglerinin birleflerek daha büyük bir
kitleye hitap etmesini öneriyor.
Büyüme potansiyelinin k›s›tl› oldu¤u
ligler kadar, batmak için fazla büyük
kulüpler de mevcut. Glazer ailesi ip-
leri eline ald›¤›ndan beri finansal tab-
lolar› neredeyse hiç pozitif olmayan
Manchester United, 600 milyon eu-
royu bulan borçlar›ndan uzun bir sü-
re daha kurtulamayacak gibi. Uni-
ted’›n gelir kalemlerini art›rmada bir
s›k›nt›s› olmamas›na ra¤men flimdilik
bu yükün faizi bile kulübü her y›l za-
rar ettirmeye
yetiyor. Ab-
ramovich’in
Chelsea’si ise
henüz gelir
yaratma ko-
nusunda ra-
kibi kadar
baflar›l› de¤il.
Ancak Uni-
ted’la bafl edebilmek u¤runa
en az onun kadar harcama
yapan Londra ekibi, bu sa-
yede son 5 y›lda 380 milyon
euroya yak›n zarar yazd›.
Calciopoli sonras› Serie
A’daki en dominant dönem-
lerinden birini geçiren Inter
de bu f›rsat› finansal istikrara
çevirmeyi baflaramad›. ‹tal-
yan devinde sahadaki so-
nuçlara paralel olarak fut-
bolcu ve personel maafllar› artarken,
gelirler ayn› flekilde yükselmedi. Böy-
lece Inter, Manchester City’den sonra
gelirine oranla futbolcular›na en yük-
sek ücreti ödeyen Avrupa kulübü ol-
du. Ayr›ca son befl sezonda 670 mil-
yon eurodan fazla zarar eden Inter’in
Financial Fair Play’e nas›l uyum sa¤-
layaca¤› büyük bir soru iflareti olarak
duruyor.
Arsene Wenger gibi ekonomi bölü-
münden mezun baflar›l› bir futbol
adam›na menajerlik yetkisi verdi¤iniz
anda, büyük ihtimalle ne sahada ne
de kasan›zda önemli sorunlar olacak-
t›r. Ancak her kulüp yönetiminde
Wenger gibi ince düflünen birini bul-
mak mümkün de¤il. Her ne kadar
global kriz ortam›n›n da etkisi olsa,
Avrupa futbolu, kazand›¤›ndan çok
daha fazlas›n› harcayan, kendine ait
olmayan paray› fütursuzca çarçur
eden, net bir amaç olmadan masaya
konan yat›r›mlar s›n›fta kal›nca s›f›r›
tüketen kulüplere sahne olmaya bafl-
lad›. Kimi bu sahneden ebediyen ay-
r›l›rken, kimi de en alt kümeden tek-
rar bafllamak kofluluyla perde arkas›-
na geçiyor. Umal›m ki s›ra en az›n-
dan büyük aktörlere gelmesin. Aksi
takdirde tiyatronun da kalitesi önem-
li darbe alm›fl olacak.