Page 48-49 - gri-sablaon1

Basic HTML Version

ayn› Sammer’in kaptanl›¤›n› yapt›-
¤› Borussia Dortmund’un fiampi-
yonlar Ligi’ni kazanmas›ndaki tak-
tik anlay›fl da 3-5-2’den baflkas›
de¤ildi.
21. yüzy›la ad›m at›ld›¤›nda bu
kez Fabio Capello’nun Roma’s› iz-
leyenlere seyir zevki sunuyordu.
Yine üçlü bir savunma anlay›fl›n›n
sergilendi¤i tak›mda geride Samu-
el ile bafllayan, Tommasi ve Totti
ile devam eden, ileri uçta Batistuta
ile sonlanan mükemmel bir omur-
ga mevcuttu. Ayr›ca sistemin ge-
niflli¤i için büyük önem arz eden
kanat bekleri de Cafu ve Candela
gibi formunun zirvesinde oyuncu-
lard›. Bu baflar›l› denemenin sonu-
cunda Roma, 18 y›l aradan sonra
tarihinin üçüncü flampiyonlu¤unu
elde ediyordu. Bir sene sonraki
Dünya Kupas› finali ise uzun bir
zaman sonra üçlü defansla oyna-
yan iki tak›m›n mücadelesine sah-
ne olacakt›. Cafu’nun bu kez Bre-
zilya kaptan› olarak görev ald›¤›
turnuvada Sambac›lar kalesinde
sadece dört gol görecek, oynad›¤›
tüm maçlarda 90 dakika sonunda
sahadan galip ayr›lacakt›. Elbette
bu baflar›n›n pay›, Scolari’nin geri
üçlüsünden daha fazla, ilerideki
Rivaldo, Ronaldo ve Ronaldin-
ho’nun muhteflem uyumunda giz-
liydi.
Üçlünün rafa kalk›fl›
Ço¤u futbol ak›m›nda oldu¤u gibi
üçlü savunma anlay›fl›n› da demo-
de haline getiren bir silah gelifltir-
mek çok uzun sürmedi. Oyunun
kendi dinamikleri içinde Bilar-
do’nun sisteminin de zaaflar› kefl-
fedildi ve bu sayede onu alt edebi-
lecek yeni taktikler sahalarda yeri-
ni ald›. Örne¤in üçlü defans, dö-
nemin yayg›n taktiklerinden 4-4-
2’ye karfl› özellikle orta sahada el-
de etti¤i fazlal›k sonucu üstünlük
kurabiliyordu. Ne var ki rakip ta-
k›m 4-3-3’e dönebilen 4-5-1 gibi
tek forvetli bir düzenle sahaya ç›k-
t›¤› anda üçlü savunman›n en bü-
yük zay›fl›¤› gözler önüne serili-
yordu. Zira 3-5-2 oynayan ekibin
kanat bekleri, rakibin kenar hü-
cumcular›n› karfl›lad›¤› anda geri
üçlünün savunmas› gereken sade-
ce tek bir oyuncu kal›yordu. Di¤er
bir deyiflle, savunma yapan 5 kifli-
nin karfl›s›nda asl›nda 3 kifli vard›.
Kanat beklerinin pasifize oldu¤u
ortamda orta sahada kalan üç kifli,
rakip tak›mdan da ayn› say›da
oyuncuyu karfl›s›nda buluyordu.
Yani 3-5-2’nin orta saha avantaj›
kaybolmufl oluyordu. Son olarak
hücumdaki iki forvet, karfl›s›nda
tam dört rakip savunmac›yla eflle-
fliyordu. Yani rakibin bekleri bir
anda at›l durumda kal›yordu. Bun-
lardan sadece birinin ileri ç›kmas›,
orta saha üstünlü¤ünü 4-3-3 ile
oynayan tak›ma verebilirdi.
Sadece savunma anlam›nda de¤il,
modern taktiklere karfl› 3-5-2 hü-
cumda da eksik kalabiliyordu. Ar-
jantin örne¤inde Maradona ile
Valdano’nun rolleri farkl›yd›. Val-
dano’nun en ileri uçta santrfor ola-
rak oynad›¤› ortamda Maradona
biraz daha geride, serbest bir rol
al›yordu. Böylece hareketli bir for-
vet olarak üçüncü bölgede sergile-
yebilece¤i yetene¤ini daha geride
ve daha genifl alanda kullanabili-
yordu. Bu noktadan yola ç›kan bir-
çok tak›m, forvet özelli¤i tafl›yan
oyuncular›n› orta sahaya yaklaflt›r-
d›. Ne var ki herkes Maradona gi-
bi olamazd›. Do¤al bölgesinden
geride oynayan birçok hücum
oyuncusunun yetene¤i bu flekilde
daha ön plana ç›kmaktan ziyade
k›s›tland›. Bu da 90’lar futbolunda
bir süre gol k›s›rl›¤›na yol açan se-
beplerden biri oldu.
Üçlünün irtifa kaybetmesine bir
örnek olarak da dünya futbolunun
günden güne fizi¤e daha ba¤›ml›
hale geliflini göstermek mümkün.
Sahada 90 metrelik bütün bir ka-
nad› kullanmakla yükümlü olan
bekler, oyundaki fiziksel art›fl e¤ili-
miyle paralel geliflim gösteremedi.
Kendilerinden bu yönde beklenti
artmas›na ra¤men, karfl›lar›nda ta-
k›m oyunu ve fizik gücü birlefltiren
rakipler bulmaya bafllad›lar. Böy-
lece 3-5-2’nin en kritik parçalar›n-
dan biri daha yeni e¤ilimlere yenik
düfltü.
Bugün 4-3-3 ve çeflitli türevlerini
sahalarda s›kl›kla görüyoruz. Do-
lay›s›yla Carlos Bilardo’yu dünya
flampiyonlu¤una kadar götüren
sistemi günümüzde uygulamak
pek kolay görünmüyor. Yine de bu
durum, üçlü defans›n tekrar yükse-
lifle geçmesine kesinlikle mani de-
¤il. Bu sezon Barcelona’n›n baz›
durumlarda ve Napoli’nin daimi
olarak uygulad›¤› 3-4-3 dizilifli ye-
ni bir soluk olabilir. Böylece ileri
üçlü, rakibi 3-5-2’de oldu¤undan
daha fazla meflgul ederken hücu-
ma genifllik katabilir. Orta saha ise
80’li ve 90’l› y›llarda neredeyse
sözü bile edilemeyen, hem savun-
maya hem de hücuma katk› sa¤la-
yabilen çift yönlü futbolculardan
oluflabilir. Bu flekilde pozisyon üs-
tünlü¤ü sa¤lamak ve tak›m savun-
mas›na yard›mc› olmak daha ko-
lay hale gelebilir. Ayr›ca defans
oyuncular› t›pk› Pique, Abidal ve
Busquets’in mükemmel ifa etti¤i
gibi gerekti¤i anda orta sahan›n bi-
rer parças› olabilir. Bu flekilde de
3-5-2’nin en büyük zaaf› olan geri-
de ât›l oyuncu b›rakma riski azala-
bilir. K›saca 3-4-3’te baflar›l› olma-
n›n yolu, oyun içinde mevki bak›-
m›ndan esnek ve birbirini anlaya-
bilen futbolcularla çal›flmaktan ge-
çiyor. Bu ahengi yakalamak ise ke-
sinlikle kolay ve az zaman isteyen
bir durum de¤il.
Carlos Bilardo, üçlü defans› piya-
saya sürerken elbette alaca¤› elefl-
tirilerden ve hatta ülkesinde baz›
kesimlerin h›flm›na u¤rayaca¤›n-
dan haberdard›. Ayn› zamanda ne
kadar fazla emek istese ve baflar›
getirse bile, denemelerinin futbol
tarihindeki taktiksel devinimin sa-
dece küçük bir parças› olaca¤›n›n
da fark›ndayd›. Sistemi kimi za-
man dünya kupalar› ve önemli
flampiyonalara damga vururken,
bazen de kendi içinde de¤iflim sü-
reçlerine girdi. Uzun süredir yerini
bambaflka anlay›fllara b›raksa bile
köflesinde bekledi ve nihayet tek-
rar gün yüzüne ç›kmas›n› bildi.
Bugün soyunma odalar›ndaki kara
tahtalara 25 y›l öncesinden olduk-
ça farkl› dizilifller çiziliyor olabilir.
Yine de üçlü defans›n bambaflka
k›l›klarda tekrar “merhaba” deme-
si uzak bir ihtimal de¤il.
TamSaha
49
48
TamSaha