Page 98-99 - gri-sablaon1

Basic HTML Version

cunun yüzü dönük halde
yapt›¤›ndan daha iyiydi. Hele
ki bir ad›m bile gerilmeden
att›¤› penalt›lar belki de saha-
daki en ilginç özelli¤iydi.
Socrates’e göre futbol sanat-
tan farks›zd› ve yarat›c›l›k
içermeliydi: “E¤er Vincent
Van Gogh veya Edgar Degas
eserleri üzerinde çal›fl›rken
gelecekte bir hayli tan›naca-
¤›n› bilseydi, bu kadar bafla-
r›l› olamazd›. Sadece sanat›-
n›z› icra ederken ondan zevk
almaya bakmal› ve ‘Kazana-
cak m›y›m?’ diye düflünme-
melisiniz.”
‹flte bu sözlerin sahibi olan
Socrates, 1982 Dünya Kupa-
s›’ndan elenince baflta Falca-
o olmak üzere tüm tak›m ar-
kadafllar› y›k›lm›flken dimdik
ayaktayd›. En az›ndan ideal-
leri u¤runa savafl›rken kay-
betmifl olduklar› için gururluydu ve
“1982” dendi¤i anda insanlar›n akl›-
na ‹talya’dan çok Brezilya’n›n gel-
mesi ona yetiyordu.
Dünya Kupalar›n› bir ticaret fuar›na
benzetirdi Socrates. Buna göre bir
ürün olan futbolu, tüketiciye benzet-
ti¤i halka her dört y›lda bir sunma
f›rsat› do¤ard›. Kazanan tak›m, son-
raki dört y›lda futbolun nas›l oyna-
naca¤›na dair önemli bir felsefî yar-
g›y› ortaya koymufl olurdu. 1982’de
Brezilya’n›n ürünü fantezi ve e¤len-
ce idi. ‹talya ise defansif önlem ve
hücumda verimlili¤e dayal› bir sav
ortaya atm›flt›. Socrates’e göre Bre-
zilya, belki de sanatsal futbolun art›k
bir al›c›s› olmad›¤› için kaybetmiflti.
Nitekim bu tak›m, futbolun güzelli-
¤ini bir sanatç› edas›yla sergileyen
son nesil olabilirdi.
2000’li y›llara gelindi¤inde futbolda
esteti¤in ön planda olmas›na dair
Socrates’in fikirleri temelde de¤ifl-
memiflti. Onun zaman›nda ortalama
bir Brezilya futbolcusu maç içerisin-
de 4 km koflarken, flimdikilerin 10
km’nin alt›na düflmedi¤inin fark›n-
dayd›. Bu da sahadaki bofl alanlar›n
büyük ölçüde küçülmesi, top ayak-
tayken sahip olunan zaman›n iyice
daralmas› ve dolay›s›yla yarat›c›l›¤a
çok daha az yer kalmas› anlam›na
geliyordu. Bu koflullarda oyunun ay-
n› saha ölçülerinde art›k 9’ar kifliyle
oynanmas› gerekti¤ini düflünüyordu
ve bu radikal sav›n› Sao Paolo Üni-
versitesi’nde yazd›¤› bir tezle des-
tekleyecek kadar ciddiydi.
“Aslolan keyif”
Socrates’in genel hayat görüflü asl›n-
da en çokça bilinen aforizmas›nda
sakl›: “Önce güzellik gelir, zafer ise
sonra. Aslolan keyiftir.”
Bu yüzdendir ki hiçbir zaman kendi-
ni güzelliklerden al›koyabilecek en-
gellere boyun e¤medi. ‹talya’dan
transfer teklifleri geldi¤inde s›rf maç
öncesi cinsel hayata dair k›s›tlama-
lar sebebiyle Juventus’u elinin tersiy-
le itti ve Fiorentina’y› tercih etti. Sa-
dece keyif ald›¤› için faal futbol kari-
yeri s›ras›nda bile günde iki paket si-
gara içmeyi sürdürdü. Alkol ise
onun ayr›lmaz parças›yd›. Öyle ki,
Sao Paolo’daki herhangi bir barda
ona rast gelmek s›radan bir
olayd›. Socrates’in çok yönlü
kiflili¤ini düflünürsek, bir
doktor ve futbolcu kimli¤iyle
bunlar› yapmamas› gerekti-
¤ini pekâlâ bildi¤ini söyleye-
biliriz. Ne var ki o içindeki
özgür filozofu dinledi ve
kendisini ölüme kadar götü-
ren alkolden keyif alarak ya-
flam sürdü.
Socrates’i az çok bilen biri
onu tan›mlamak için üç keli-
me seçmek zorunda kalsa,
biri muhtemelen “alkol”
olurdu. Yine de o, alkole ba-
¤›ml› oldu¤unu uzun süre
kabul etmedi. ‹çkiye “yak›n
bir arkadafl” gözüyle bakt›¤›-
n›, ancak onsuz da yapabile-
ce¤ini savunurdu. Hatta befl
ay boyunca a¤z›na bir dam-
la içki koymay›p onu özle-
medi¤i bile oldu. Hayata
gözlerini yummas›na bir ay kala ise
alkol ba¤›ml›s› oldu¤unu itiraf etti.
Kim bilir, belki de art›k zaman›n gel-
di¤ini hissetti ve sevenlerine kendi-
ne yak›fl›r flekilde dürüstçe “elveda”
demek istedi. Arkadafllar›yla yedi¤i
akflam yeme¤i sonras›nda basit bir
g›da zehirlenmesi geçirdi fakat vü-
cudu bunu kald›rabilecek kadar di-
rençli de¤ildi art›k...
Brezilya her daim futbolla yat›p kal-
kan bir ülke oldu. Hatta yeri geldi
genel seçimlerin tarihi bile buna gö-
re planland›. Böyle bir ülkede fut-
boldan önce demokrasiyi, sosyal
adaleti ve hürriyeti savunarak ölüm-
süz bir idol halini ald› Socrates. Ken-
di özgürlü¤ünü ve zevklerini sonuna
kadar savunabilecek kadar idealist,
futbolu b›rakt›ktan sonra bir süreli¤i-
ne gönüllü doktorluk yapabilecek
kadar da sosyalist bir kiflili¤i ayn›
bünyede bar›nd›rd›. Ne yaparsa yap-
s›n keyif almay› ilk s›raya yazd› ve
hatta ölümü bile böylece geldi.
Son nefesini verirken hayat›na dair
hiç piflmanl›k duymayan insanlar
vard›r. Socrates de öyleydi iflte. Say-
g›lar Doktor...
98
TamSaha