Page 32 - gri-sablaon1

This is a SEO version of gri-sablaon1. Click here to view full version

« Previous Page Table of Contents Next Page »
ayr›larak kariyerini Avrupa ve Güney
Amerika kulüplerinde 11 y›l devam
ettirir. 2002-2006 aras› aktif
çal›flmayan Tabarez, 2006 Dünya
Kupas› elemelerinde yaflanan faciadan
sonra ülke için umut haline gelir.
Dört y›ll›k dönemde uzun süre
düflünme f›rsat› bulan ve futbol
felsefesini gözden geçiren Tabarez,
Uruguay’›n en büyük sorununun
tak›m olamamak oldu¤unu görerek
bu durumu düzeltebilmek için
çal›flmalara bafllar. Altyap› geçmifli
sayesinde yeni bir tak›m yaratmak için
yetenekli oyuncular› zaman
geçirmeden belirlemeye ve elindeki
mevcut tecrübeli oyuncularla
kaynaflt›rmaya koyulur. 2007 U20
Dünya Kupas›’nda parlayan Martin
Caceres, Luis Suarez ve Edinson
Cavani’ye ek olarak 2009’daki
turnuvada dikkat çeken Abel
Hernandez, Sebastian Coates ve
Nicolas Lodeiro, uzun vadede tak›m›n
iskeletini oluflturacak isimler olarak
belirlenir. Her ne kadar hedef 2010
Dünya Kupas› olsa da ulaflmak hiç de
kolay olmaz. Elemelerde Uruguay
zorlukla grubu 5. s›rada bitirir ve
Kosta Rika ile play-off oynamak
zorunda kal›r. ‹lk maç› deplasmanda
1-0 kazanan ve evinde ecel terleri
dökerek 1-1 berabere kalan Uruguay,
hedefine ulaflmas›na ra¤men kimseyi
tatmin edemez.
Orta vadede
hedeflenen baflar›ya
ulaflan Uruguay,
art›k futbolun en
büyük sahnesinde
kendini göstermek
zorundad›r.
Diego Forlan,
Diego Lugano gibi
tecrübeli
oyuncularla
kaynaflan gençler
sayesinde Uruguay
dikkat çekici bir
futbolla turnuvada
ilerler. Grup
birincili¤inin
ard›ndan Güney
Kore ve Gana’y›
geçen Uruguay,
yar› finale ç›karak
2002’den bu yana
yar› final gören ilk
Güney Amerika
ekibi olur.
Sonras›nda gelen
yar› final yenilgisi
ve kazan›lan
dördüncülük,
Uruguay’›n tekrar
dünyan›n elit
tak›mlar› aras›na
döndü¤ünün
habercisidir.
Copa America
2011 öncesi
beklentiler her ne
kadar flampiyonluk
yönünde olsa da
ezeli rakipler
Arjantin ve Brezilya
her zamanki gibi
iddial›d›r.
1993’ten
beri hiçbir turnuvay› kazanamayan
Arjantin ve 2002’den itibaren
ihtiflam›n› yitiren Brezilya için turnuva
yeniden bir ivme kazanabilmek için
önemlidir. ‹lk gününden itibaren
büyük sürprizlerin yafland›¤› grup
maçlar›ndan sonra ola¤an favorilerin
ifllerinin beklendi¤i gibi kolay
olmad›¤› anlafl›l›r. Çeyrek finalde
Arjantin karfl›s›nda maç›n yaklafl›k
üçte ikisini 10 kifliyle oynayan
Uruguay, penalt›larla galibiyete
uzanmay› baflararak flampiyonluk
yolunda avantajl› hale geçer. Ayn› gün
ev sahibi Kolombiya’n›n, ertesi gün de
Brezilya’n›n elenmesi ile önü aç›lan
Uruguay yar› finalde Peru, finalde ise
Paraguay’› zorlanmadan yenerek
flampiyonlu¤u kucaklad›¤›nda son 60
y›lda belki de ilk kez oyuncular ve
teknik direktör Oscar Tabarez, toplum
taraf›ndan benimsenir ve efsane 1950
kadrosuyla bir tutulabilecek sayg›nl›¤›
kazan›r. Elde edilen baflar›,
2010 Dünya Kupas›’n›n ard›ndan
Uruguay’›n dünya futbolundaki yerini
sa¤lamlaflt›r›r. Zaman›nda FIFA
s›ralamas›nda 54. s›raya kadar inen
Uruguay son aç›klanan listeye göre
art›k dünyan›n en iyi 5. tak›m›d›r.
Baflar›n›n anahtar›
Ülkenin futboldaki baflar›lar›n›n
temelindeki nedenlerin incelenmesi,
al›nacak dersler aç›s›ndan son derece
önemlidir. Ülkenin co¤rafi ve nüfus
olarak küçüklü¤ü, kendisinden çok
daha büyük ve güçlü Brezilya ve
Arjantin gibi rakiplerin varl›¤›, ülke
futbolcular›n›n göçü, futbola yap›lan
maddi yat›r›m›n ve sponsor deste¤inin
önemli Avrupa ülkeleriyle
k›yaslanamayacak kadar düflük olmas›
gibi çok ciddi engellere ra¤men
Uruguay’›n futbol sahnesinin önemli
aktörlerinden birisi olmas›n› sa¤layan
nedenleri, önem s›ras›na ba¤l›
olmadan inceleyelim...
1- Sosyal geliflim
“Güney Amerika’n›n ‹sviçre’si”
benzetmesi ülke için yap›labilecek
benzetmelerden biridir. Sa¤l›k,
beslenme, e¤itim ve insan haklar›
bak›m›ndan dünyada geliflmekte olan
ülkeler aras›nda üst düzey bir yere
sahip olan Uruguay’da askeri rejim
sonras› demokrasinin oturmas› ile
ülkede refah seviyesi ciddi olarak
yükseldi. Hükümetlerin genç nesillerin
geliflimini en öncelikli hedef olarak
belirlemesi sayesinde Uruguay
çocuklar›n›n yaflam ve sa¤l›k
standartlar›n›n yükselmesi, atletik
olarak da geliflmelerini sa¤lad›. Ceibal
projesi kapsam›nda
her ilkö¤retim
ça¤›ndaki çocu¤a bir
laptop vermeyi
amaçlayan Uruguay
hükümeti, 2009’da amac›na ulaflarak
dünyada bir ilki baflard›. E¤itimde
at›lan ad›mlar›n sa¤laml›¤› sayesinde
komflular› Arjantin ve Brezilya’daki
pek çok çocu¤un aksine daha iyi
flartlara sahip olmalar›, Uruguayl›
çocuklar›n spor yapmaya daha rahat
zaman ay›rabilmelerine imkân tan›d›.
2) Kararl›l›k ve tutku
Uruguay futbol tak›m›n› tan›mlayacak
tek bir kelime kullanmak gerekseydi,
bu herhalde “kararl›l›k” olurdu.
Kendisinden çok daha güçlü ülkelerle
baflabafl mücadele edebilen ve bunu
“süperstar”lara sahip olmadan
baflarabilen bir ülke için örnek
alabilecekleri kahramanlar›n olmas›
da büyük bir flans. Tarih boyunca,
ilk Olimpiyat ve dünya flampiyonu
olan Nazassi ve Cea gibi y›ld›zlar›n›,
1950’nin efsaneleri Varela ve
Schiaffino gibi oyuncular›n
hikâyelerini nesilden nesile aktararak
ölümsüzlefltiren halk, böylece kendisi
için umudun ve cesaretin sembolünü
de bulmufl oldu.
3) Altyap›ya verilen önem
Uruguay ilginç bir flekilde insan
bafl›na düflen inek ve futbol tak›m›
kategorilerinde dünya lideri bir ülke.
Bu futbol tak›mlar›n› ço¤u “Baby
Football” olarak da isimlendirilen bir
sistemin parças›. 6-12 yafl aras›
oyuncular›n oynad›¤› ve en küçük
flehirde dahi oluflturulan yerel ligler
sayesinde, futbol sevgisini sahaya
yans›tan genç yetenekler aras›ndan
ilerinin y›ld›zlar› ç›k›yor. Ülkedeki
tüm futbol okullar›n›n maddi
anlamda desteklenmesi de altyap›
organizasyonunun güçlü olmas›n›
sa¤l›yor.
2000-2010 aras› toplam 1414
futbolcu ihraç eden Uruguay, en
büyük y›ld›zlar›n› (Cavani, Suarez,
Caceres) 2007’de yurtd›fl›na
gönderse de altyap›n›n gücü, geriden
gelen oyuncular›n da flans bulmas›
ve sivrilmesini sa¤lad›. En son bu y›l
içinde U17 Dünya Kupas›’nda
Meksika’ya yenilerek ikincilikte
kalan Uruguay, altyap›da son
y›llarda kazand›¤› baflar›lara bir
yenisini daha ekledi.
Büyüklerinin öncülü¤ünde aç›lan
yolda tekrar üst s›ralara t›rmanan
Uruguay futbolunun gelece¤inin
parlak oldu¤unu söylemek san›r›z
yanl›fl olmaz.
Her ülkeye örnek olabilecek bu
küçük devin hikâyesi eminiz
ülkemizde de futbolun gelece¤inin
planlanmas›nda esin kayna¤›
olacakt›r.
U
ruguay edebiyat›n›n 20.
yüzy›ldaki en önemli
yazarlar›ndan Eduardo
Galeano, futbol üzerine yazd›¤›
“Gölgede ve Güneflte Futbol”
eserinde ülkesini “Kendi küçük,
futbolu büyük ülke” sözleriyle
tan›mlar. Dünya Kupas›’n› kazanan
en küçük ülke olan Uruguay’da
futbol, yaflam biçiminin de ötesinde
bir olgudur. Kitab›nda futbol ile tanr›
aras›nda kurdu¤u, “Birçok insan›n ona
inanmas›yla ve entelektüellerin ona
kuflkuyla yaklaflmas›yla ölümsüz ve
mutlak bir varl›k gibidir bu oyun”
fleklindeki iliflki futbolun Uruguay
toplumundaki yerinin k›sa bir özetidir
asl›nda.
19. yüzy›l›n sonlar›nda ‹ngiliz
göçmenler taraf›ndan temelleri at›lan
Uruguay futbolu, ülkenin en köklü iki
kulübü Penarol ve Nacional’in
kurulmas›ndan sonra geliflmeye
bafllar. 1902’de ilk milli maç›nda
Arjantin’e 6-0 yenilen Uruguay,
yenilginin ac›s›n› Arjantin’de 1916’da
düzenlenen ilk Copa America’y›
kazanarak ç›kar›r. Sonraki y›l ev
sahipli¤i yapt›¤› ikinci kupay›
flampiyon tamamlayan Uruguay,
futbol anlam›nda ezeli rakipleri
Arjantin ve Brezilya’n›n önünde
k›tan›n en iyi tak›m› olarak ün yapar.
1924 Paris Olimpiyat›’nda Güney
Amerika’y› temsil eden ilk tak›m olan
Uruguay, zaman›n en önemli
organizasyonunu flampiyon tamamlar
ve ayn› baflar›y› 1928’de
Amsterdam’da tekrarlar. O dönemde
Avrupa tak›mlar›n›n fizik güce dayal›
oyunlar›n›n aksine k›sa paslar› temel
alan teknik futbol, Uruguay’› futbolun
ilk süper gücü haline getirir.
Üst üste gelen iki Olimpiyat
flampiyonlu¤undan sonra, Jules
Rimet’nin hayali olan Dünya
Kupas›’n›n ilk ev sahipli¤i için
Uruguay seçilir. Ev sahibi, finalde
Arjantin’i yenerek kupay› kazan›r ve
ilk Dünya Kupas› flampiyonu olarak
tarihe geçer. 1934’te ve 1938’de
kupaya kat›lmay› reddeden Uruguay,
1950’de tekrar bafllayan
organizasyona do¤rudan kat›l›r ve
belki de Dünya Kupas› tarihinin en
büyük flokunu ev sahibi ekip
Brezilya’ya yaflat›r. Turnuvan›n en iyi
futbol oynayan tak›m› Brezilya, final
grubunda Uruguay’›n bir puan
önündedir ve yenilgi hariç her türlü
skorla flampiyonlu¤u kazanacak
durumdad›r. Brezilya’n›n
flampiyonlu¤undan herkes o kadar
emindir ki, kutlama için bütün
haz›rl›klar tamamlanm›flt›r. Ne var ki
Uruguayl› oyuncular kolay teslim
olma niyetinde de¤ildir.
Teknik Direktör Juan Lopez
Fontana’n›n defansif takti¤ine karfl›
ç›kan kaptan Obdulio Varela tak›m›na
motivasyon konuflmas› yapar ve
Uruguay, 1-0 geride götürdü¤ü maç›
Juan Alberto Schiaffino ile Alcides
Ghiggia’n›n golleriyle 2-1 kazan›r.
Maracana’y› dolduran 180 bin
seyirciye ve büyük bir ulusa
hayatlar›n›n en büyük flokunu yaflatan,
onlarca kifliye kalp krizi geçirten,
intihara sürükleyen, hatta Brezilya’ya
forma rengini de¤ifltirten
“Maracanazo” (Maracana darbesi
olarak çevrilebilir), futbolda her iki
ülkenin de kaderini de¤ifltirecektir.
Gerileme dönemi
20. yüzy›l›n ilk yar›s›ndan sonra Lâtin
Amerika ülkelerini pençesine alan
ekonomik durgunluk ve siyasi
istikrars›zl›¤›n Uruguay’› da etkilemeye
bafllamas› futbolun da duraklama
sürecine girmesine neden olur.
Özellikle 1950’lerin sonlar›ndaki
küresel ekonomik durgunluk ve do¤al
kaynaklara sahip olmayan Uruguay’›n
en önemli ihracat kalemi tar›m
ürünlerine olan talep azl›¤›,
ekonominin giderek kötüleflmesine,
buna ba¤l› olarak da toplumsal
huzursuzlu¤a sebep olur. 1954 Dünya
Kupas›’nda yar› finalde Macaristan’a
yenilerek kupa tarihindeki ilk
yenilgisini alan Uruguay, dünya
futbolunda gücünü yitirmeye
bafllam›flt›r. Her ne kadar 1956-70
aras› gelen üç Copa America
flampiyonlu¤u ülke futbolunu ayakta
tutsa da 1970 Dünya Kupas›’nda
al›nan dördüncülükten sonra
baflar›lar›n arkas› kesilir.
1973’teki darbeden sonra bafla geçen
Jose Maria Bordaberry’nin oluflturdu¤u
de facto diktatörlük ülkenin dünyadaki
imaj›n› sarsar. ‹nsan haklar› ihlalleri ve
antidemokratik uygulamalar nedeniyle
zor günler geçirmeye bafllayan
Uruguay’da art›k spor geri planda
kalmaya bafllam›flt›r. 1970’lerde
Peru’nun bafl›nda olan diktatör
Alvarado ve Arjantin’in bafl›nda olan
diktatör Videla gibi futbolu halk›
kontrol alt›nda tutmak için kullanan
liderlerin (Peru son Copa America
flampiyonlu¤unu 1975’te, Arjantin ilk
Dünya Kupas›’n› 1978’te kazand›)
aksine Uruguay’da siyasilerin spora
a¤›rl›k vermemeleri futbolun kötüye
gidiflini h›zland›r›r. 1978 ve 1982
Dünya Kupas›’na kat›lma hakk› elde
edemeyen Uruguay futbolunun dibe
vurdu¤u dönem o y›llara denk gelir.
Rejimin a¤›r bask›s›na ilaveten
yaflanan ekonomik gerileme ve
yolsuzluklar yaklafl›k 200 futbolcunun
ülkeyi terk etmesiyle sonuçlan›r.
Nacional’in 1980’de ve Penarol’ün
1982’de kazand›¤› Copa Libertadores
zaferleri de yaflanan kan kayb›n›
engelleyemez.
1986 Dünya Kupas›’nda son 16
turunda Arjantin’e yenilen Uruguay,
kulüpler düzeyinde son büyük
baflar›lar›n› önce Penarol sonra da
Nacional’in Copa Libertadores’i
kazanmas›yla yaflar. 1990 Dünya
Kupas›’nda ‹talya’ya yenilerek ikinci
turda elenilir. Sonras›ndaki 20 y›l
boyunca sadece 2002’de Dünya
Kupas› gören ve grup aflamas›nda
elenen Uruguay, bu dönemde de
istedi¤i ç›k›fl› yakalayamaz.
2006 Dünya Kupas› elemelerinde
Uruguay kupaya do¤rudan kat›lma
hakk›n› elde edememenin s›k›nt›s›n›
yaflar. Grubu 5. s›rada bitirerek
Okyanusya grubunu kazanan
Avustralya ile play-off oynamak
zorunda kalan Uruguay, 1-0 biten her
iki maç›n ard›ndan Guus Hiddink’in
ö¤rencilerine penalt›larla boyun
e¤erek kupay› evinde izlemek zorunda
kal›r. Yaflanan hayal
k›r›kl›¤›n›n ard›ndan
Jorge Fossati’nin
görevine son veren Uruguay
Futbol Federasyonu, teknik
direktörlük görevine Oscar Tabarez’i
getirir.
“El Maestro” ile
yeniden do¤ufl
2006’da göreve getirilen Oscar
Tabarez’in ifli kolay de¤ildir. S›radan
bir futbolculuk döneminden sonra bir
süre okulda ö¤retmenlik yapan ve
sonras›nda flans›n› teknik direktörlükte
deneyen Tabarez’in ilk baflar›s›
1983’te Uruguay 20 yafl alt› tak›m›n›
PanAmerikan oyunlar› flampiyonu
yapmas›d›r. 1987’de Penarol’e son
Copa Libertadores sevincini yaflatan
Tabarez, bu baflar› sayesinde millî
tak›m›n bafl›na getirilir. 1989 Copa
America’da yaflanan ikincili¤in
ard›ndan 1990 Dünya Kupas›’nda ilk
turu zar zor geçen Uruguay’›n ikinci
turda elenmesi ile beklentilerin
uza¤›nda kalan Tabarez, görevinden
Uruguay
Dr. Okcan
Basat
TamSaha
62
TamSaha
63
Kendi küçük, futbolu büyük ülke
Kendi küçük, futbolu büyük ülke
Futbol sahnesine Olimpiyat
ve dünya şampiyonluklarıyla
büyük sükse yaparak giren
Uruguay, 1950’lerin
ortasında başlayan gerileme
dönemini artık tam anlamıyla
ardında bıraktı. FIFA 2010
Dünya Kupası’nda gelen yarı
final ve ardından bu yılki
Copa America şampiyonluğu,
bu “küçük” Güney Amerika
ekibini yeniden dünya
sıralamasının üst
basamaklarına taşıdı.
Bize de bu uzun süreci analiz
etmek düştü.
‘El Maestro’
Oscar Tabarez