TR
EN
Site İçi Arama
Detaylı Arama
İki hayat -  İsmail Gökçek yazısı  1.06.2017
İki hayat -  İsmail Gökçek yazısı 

Yazıma başlarken 'yeni hayatım' demiştim… Hayatımı ikiye ayırdım. Birincisi, hastalıktan önceki dönem... İkincisi de hastalıktan sonraki…

İsmail Gökçek / Gönülden Kaleme / TamSaha Haziran 2017 

Ramazan ayının başladığı bu güzel günlerde, yeni hayatımda, spor yazarlığımın ilk yazısını yazıyorum. Tıpkı ilk profesyonel imzamı attığım günkü gibi heyecanlıyım.

Yazıma başlarken 'yeni hayatım' demiştim… Hayatımı ikiye ayırdım. Birincisi, hastalıktan önceki dönem... İkincisi de hastalıktan sonraki…

Sizlere biraz kendimden bahsedeyim. 1963 Sivas doğumluyum. İlk, orta ve liseyi Karabük'te okudum. Futbol hayatıma Karabükspor altyapısında başladım. 1984 yılında ilk profesyonel imzamı Vefa Spor Kulübü'nde attıktan sonra Bakırköyspor, Trabzonspor, İstanbulspor, Sarıyer ve Güngören Belediyespor'da oynayıp 1999 yılında futbolu bıraktım. Aynı sene Federasyonumuzun açtığı antrenörlük kursuna katıldım ve kursu başarıyla bitirdikten sonra Sakaryaspor'da Giray Bulak Hocanın yardımcısı olarak göreve başladım. Kamp çalışmaları sırasında kollarımda seğirmeler başlamıştı. Bunu kulüp doktorumuza gösterdiğimde bir nöroloji mütehassısına görünmem gerektiğini söyledi. Bundan sonra da hayatımın ikinci dönemi başlamıştı. Hastalığımın teşhisi 'Amyotrophic Lateral Skleroz' du; kısaca ALS deniyor.

Hastalığın etkilerini kısaca anlatmak istiyorum. ALS, beyin ve omurilikte bulunan sinir hücrelerinin bilinmeyen bir sebeple ölümünden kaynaklanan ilerleyici bir sinir sistemi hastalığıdır. Kişi zamanla konuşamaz, yemek yiyemez, yürüyemez, solunumunu kendi yapamaz, yatağa bağımlı, bakıma muhtaç hale gelir. Hastalık hakkında geniş bilgiyi www.als.org.tr'den edinebilirsiniz.

Hastalığın teşhisini aldıktan sonra hemen dernek kurma çalışmalarına başladım. Ben ve rahmetli Sedat Balkanlı, futbolcu olarak her istediğimize kolaylıkla erişebilirdik de ya kavuşamayanlar ne olacaktı? İşte bu düşüncelerle ALS-MNH Derneği'ni 2001 yılında kurduk. Ben bu kararı alırken futbol camiasına güvendim. Nitekim yanılmadığım ortaya çıktı. Çünkü ben de bu camianın içinden geliyorum. Her sene yaptığımız gecelerle derneğin yıllık giderlerini karşılamaya çalışıyorduk. 15 yıldır düzenlediğimiz bu moral gecelerinde ilk defa Futbol Federasyonumuz sayesinde derneğimizin masraflarını nasıl çıkaracağını düşünmüyorum. Federasyonumuz tarafından derneğimize hastalarımızın ulaşımını sağlayacak bir liftli araç hediye edildi ve ayrıca hatırı sayılır miktarda da bağış yapıldı. Bunun için Futbol Federasyonu Başkanımız Sayın Yıldırım Demirören ve Yönetim Kuruluna teşekkür ederim.

Davetimi kırmayarak gecemize katılan Cumhurbaşkanımızın eşi Sayın Emine Erdoğan Hanımefendinin varlığı bizlere güç verdi. Hanımefendiye verdiği destek için şahsım ve hastalarımız adına çok teşekkür ederim.

Hayatın kime ne getireceğini bilemeyiz. Benim de hayata dair planlarım vardı; futboldan sonra antrenörlük yapmayı, yine saha içinde görev almayı arzuluyordum. Sanırım soyunma odasının ve sahanın büyülü atmosferi cezbediyordu beni ama bu hayalim gerçekleşmedi. Olsun… Bedenimdeki tüm kısıtlılığa rağmen yine de üretebiliyorum. Yine futbolun içindeyim. Spor yazarlığına başladım. Bana bu imkanı sağlayan Federasyon Başkanımız Sayın Yıldırım Demirören'e bir kez daha teşekkür ederim

Kadere inanırım. Hiçbir zaman "Neden ben?" demedim, Aslında kendimi çok şanslı, Allah'ın sevdiği kullardan görürüm. Bu hastalıkla baş etmek için ailenizin ve sevdiklerinizin desteği çok önemli. Allah bana yüreği büyük, sabırlı, fedakâr bir eş ve aile nasip etti. Hayata küsmedim. Bunun en büyük sebebinin ise "sevginin gücü" olduğuna inanıyorum.

Sevgiyle bakan bir çift gözün ve özverinin hayata tutunmamı nasıl sağladığını anlatacağım. Hastalık teşhisi konulduktan sonra beni nelerin beklediğini çok iyi biliyordum. Rahmetli arkadaşım Sedat Balkanlı önümde örnekti. Hayata hep olumlu bakanlardan biriyim; bardağın dolu kısmı beni ilgilendirirdi. Fakat bu hastalığın etkileri çok ürkütücüydü. Düşünün, hayatınızı dolu dolu yaşarken, ailenizin geçimini sağlarken, ailenizi korur kollarken, siz tamamen başkasına bağımlı hale geliyorsunuz, tüm uzuvlarınız zamanla sizi terk ediyor, bunları en yakınınız eşiniz doldurmaya çalışıyor.

Sevgili eşim, bugüne kadar her türlü zorluğa karşı gelerek, elim, ayağım, dilim olduğun için, bunları yaparken bir gün bile olsa suratını asmayarak içinde bulunduğum durumu kabullenmeme yardımcı olduğun için sana çok teşekkür ediyorum. Senin özverin olmasa bunların hiç birini yapamazdım. Eğer dernek vasıtasıyla birilerine yardım edebiliyorsak, bunda en büyük pay senin. Sana ne kadar teşekkür etsem azdır. Seni karşıma çıkardığı için Allah'a şükrediyorum.

Son söz; sevdiklerinize sarılın, onlara zaman ayırın, onlara sevdiğinizi söyleyin. Unutmayın, hayat çok kısa. Kızgınlıkları ve küskünlükleri bitirin, hayatın anlamsız koşuşturmalarına son verin. An geliyor, bunların hiç birini yapamayacak duruma geliyorsunuz.

Sağlıklı günler dileğiyle.

Orjinal boyutları için tıklayınız