TR
EN
TFF » Haberler » Basın Bültenleri » TFF Haberleri
Spor Güvenliği Çalıştayı Riva'da başladı 26.10.2017
Spor Güvenliği Çalıştayı Rivada başladı
Geri
İleri

Türkiye Futbol Federasyonu ile İçişleri Bakanlığı Emniyet Genel Müdürlüğü iş birliğinde düzenlenen Spor Güvenliği Çalıştayı Beykoz-Riva'da bugün başladı.

TFF Hasan Doğan Milli Takımlar Kamp ve Eğitim Merkezi Orhan Saka Salonu'nda gerçekleşen çalıştayın açılış törenine TFF Hukuk, Mali İşler, Kulüp Lisans ve Finansal Fair Play'den Sorumlu Başkanvekili Hüsnü Güreli, TFF Başkanvekili Ali Dürüst, TFF Yönetim ve İcra Kurulu Üyesi Cengiz Zükfikaroğlu, TFF Genel Sekreteri Kadir Kardaş, Emniyet Genel Müdür Yardımcısı Erhan Gülveren, Spor Genel Müdür Yardımcısı Murat Kocakaya, Emniyet Genel Müdürlüğü Güvenlik Dairesi Başkanı Cüneyt Ünal, Emniyet Genel Müdürlüğü Medya Protokol ve Halkla İlişkiler Dairesi Başkanı Ender Sevim ve Adalet Bakanlığı Ceza İşleri Genel Müdürlüğü Daire Başkanı Hakim Yakup Moğul katıldı.

Törende EGM Siber Suçlarla Mücadele ve Özel Güvenlik Dairesi Başkanlıkları ve Jandarma Genel Komutanlığı temsilcileri ile Süper Lig ve TFF 1. Lig takımlarının bulunduğu 23 ilin Müsabaka Güvenlik Amirleri ve Spor Güvenliği Şube Müdürleri de yer aldı. 

Çalıştayda sporda şiddet ve düzensizliğin önlenmesi için toplumsal bilinç oluşturularak, kamuoyu desteğini artırmaya yönelik yapılacak çalışmaların yanı sıra 6222 Sayılı Kanun çerçevesinde etkin soruşturma ve cezai müeyyidelerin uygulanması, ulusal ve uluslararası müsabakalarda alınan güvenlik tedbirleri, stadyumların fiziki durumları ile e-bilet, akreditasyon konuları ele alınacak.

Güreli: "Yasanın aksayan yönlerinin irdelenmesi, bu çalıştayın konusu"

Çalıştayın açılışını yapan TFF Başkanvekili Hüsnü Güreli, 6222 Sayılı Kanunun uygulanması ile ilgili pratikte ve teoride yaşananları anlatırken şu açıklamalarda bulundu:
 
"İki gün sürecek Sporda Güvenlik Çalıştayı'nın gelişimi şöyle oldu: Bu konuda Emniyet Genel Müdürlüğümüz, üst iki lig müsabakaları ile ilgili esasen müsabaka güvenlik amiri ve spor güvenliği şube müdürlerinin toplanıp bir değerlendirme yapma arzusunu bizlere ilettiler. Tabii ki ev sahipliğini memnuniyetle kabul ettik. Daha sonra bu değerlendirme toplantısı yerine Adalet Bakanlığı ve Spor Bakanlığı'ndan da kıymetli arkadaşlarımızın katılmaları, bu konunun bir çalıştaya dönüştürülmesi arzusu doğru bir şekilde ifade edildi ve bu şekilde düzenlendi. Bu konuya bizim Türkiye Futbol Federasyonu olarak ev sahipliği yapmamız zaten vazifemiz ama büyük bir onur duyduk. İnşallah bu iki günlük çalışma hayırlara vesile olur.

Bildiğiniz gibi 6222 sayılı Sporda Şiddet ve Düzensizliğin Önlenmesine Dair Yasa çıktığı günden beri gerek içeriği gerekse uygulamaları konusunda çok konuşulan bir yasa oldu.

Esas itibarıyla bu yasanın paydaşları temel olarak bildiğiniz gibi şunlardan ibaret: (Tek tek saymakta fayda mülahaza ediyorum, zira çok karmaşık yazılmış bir yasamız var. Bu çalıştay açısından da önemli.) Spor Güvenlik Kurulları il ve ilçe, bunlar bir paydaş. Emniyet Genel Müdürlüğümüz altında bulunan Spor Güvenlik Birimi, Spor Güvenlik Amiri ve Müsabaka Güvenlik Amiri bir paydaş… Federasyonlar, paydaş… Kulüpler paydaş… Özel Güvenlik Görevlileri paydaş… Buradaki yasanın içinde mevcut bulunan cezaları uygulayan spor savcılarımız ve kıymetli hakimlerimiz de birer paydaş.

Bu mevcut yasanın irdelenmesi ve aksayan yönlerinin tespit edilmesi bu çalıştayın konusuna giriyor. Ama bu çalıştayın ümit ediyoruz ki bundan sonraki bölümünde; kulüpler ve diğer paydaşlarla birlikte ikinci bir kısımda Adalet Bakanlığı'nın özellikle katılımıyla; tekrarlanması ve bu yasa üzerinde gerekli revizyonların yapılması, tasarı taslağının oluşturulması noktasına doğru herhalde gideceğiz.

Bildiğiniz gibi 10 Ağustos 2017 tarihinde Sayın İçişleri Bakanımız, Sayın Adalet Bakanız ve Sayın Spor Gençlik ve Spor Bakanımızın huzurunda Ankara'da bir toplantı yapıldı. Buraya bu yasayla ilgili paydaşlar, kişiler, kurumlar çağrılmıştı. Herkes orada fikirlerini çok açık bir şekilde söyledi. Akabinde bizim elimize 6222'yi değiştirmek isteyen iki tane tasarı taslağı geldi. Bunlardan bir tanesi Gençlik ve Spor Bakanlığı'ndan, bir tanesi de Adalet Bakanlığı'ndan gelmişti. Sanıyorum İçişleri Bakanlığımız da bu tasarı üzerinde bu çalıştaylar sonucunda bir taslak düzenleyecek.

"Bu taslaklarda genel olarak ne vardı?" derseniz, özellikle spor alanının tarifi ve kapsamı yeniden düzenlenmekteydi. Seyircilerin spor alanına girişinde biyometrik yöntemle kimlik doğrulaması konusu vardı. Spor müsabakaları öncesinde eşgüdüm toplantısının müsabaka güvenlik amirinin başkanlığında yapılması önerilmekteydi ve bu konuda bir yönetmelik çıkarılması önerilmekteydi. Genel olarak da 6222 sayılı yasada cezalarda artırımlar önerilmekteydi.

O toplantıya biz Sayın Başkanımız Yıldırım Demirören ve Genel Sekreterimiz Sayın Kadir Kardaş Bey ile üçümüz katıldık. Biz de kendimize düşen, gördüğümüz izlenimlerimiz sonrasında tespitlerimizi arz ettik. Özellikle o toplantıda bendenizin söylediği iki konu vardı. Burada tekrarlamanın doğru olduğunu düşünüyorum. Bunun da not düşülmesi itibarıyla bu çalışmada önemli olduğuna inanıyorum. Ben de çünkü 25 senelik bir spor yöneticisiyim. Futbol Federasyonu'nda üç seneye yaklaşan bir yöneticilik hayatım var. Ondan önce de Türkiye Futbol Federasyonu'nda bir yöneticilik hayatımız var.

Burada iki husus bize çok önemli gelmişti. Bildiğiniz gibi (Spor Bakanlığı'nın taslağında da 23. Madde'de ilave edilmişti) 5271 sayılı Ceza Muhakemesi yani CMK diyoruz, 231. Maddesine göre, hükmün açıklanmasının geri bırakılması kararının verilmemesi bazı suçlarda ve hapis cezalarının seçenek yaptırımlarına çevrilerek ertelenmemesi… Bana göre, işin özü bu.

Bu geri bırakılma kararı verilmeme ve ertelememe hususu sadece Şiddet Yasası'nda bildiğiniz gibi şike ve teşvik suçlarında var. Ancak diğer suçlar çok önemli. Yani esas itibarıyla bizleri rahatsız eden ve sporda şiddeti ortaya çıkaran birtakım hususlar var. Örneğin şu cezaları çok önemli addediyoruz. Bunlardan bir tanesi spor alanlarına yasak madde sokulması ve müsabaka düzeninin bozulması… Bildiğiniz gibi suçlara verilen cezalar bir yıldan az ise idari para cezasına çevriliyor, iki yıldan az ise demin bahsettiğim gibi CMK'nın 231. Maddesine göre hükmün açıklanmasının geri bırakılması veyahut ertelenmesi gibi alternatiflere dönüşüyor. Hakaret içeren tezahüratlar… Bu suça da aynı şekilde bu maddeyi uygulasak acaba sporda şiddetin önüne geçebilir miyiz? Bence evet. Spor alanlarına usulsüz seyirci girişi, yasak alanlara girişin engellenmesi gibi suçlar düzenlenmiş 6222 sayılı yasada. Bu yasanın revize edilmesi sırasında ve bu çalıştayda bu konu önemle dikkate alınsa iyi olur diye düşünüyorum.

Gerek kişisel gerek Türkiye Futbol Federasyonu tespiti olarak alabilirsiniz burada özel güvenlik birimlerinin çalışması, düzenlenmesi yeniden belki bir sertifikasyon ve lisanslamaya bağlanması önemli. Bu iki günlük çalıştayda çeşitli oturumlarda yaklaşık 8-10 arkadaşımız sizlerle birlikte olacak ve dünyadaki bu gelişmelere gerek UEFA ve gerek FIFA nasıl bakıldığını sizlere aktaracaklar. Buralardan herhalde birtakım faydalı sonuçlar çıkarmış olacağız.

Yasanın uygulanması, çok önemli bir konu. Biz Türkiye Futbol Federasyonu olarak sadece futbolda disiplin cezalarını uyguluyoruz. Bizim 6222 sayılı Sporda Şiddet ve Düzensizliğin Önlenmesi yasası ile direkt bir ilgimiz yok. Bu yasada bize düşen yükümlülükler sadece milli müsabakaların düzenlenmesi… Aslında onlar da UEFA ve FIFA kontrolü ve gözetiminde oluyor. Bu yasa bize elektronik kart ve elektronik bilet yükümlüğünü vermiş. Bunu da bihakkın yerine getirdiğimize inanıyorum. Bize verilen yükümlülüklerin en başında gelen kişisel bir veri bankasının, veri tabanın tutulması… Bunu tutuyoruz. Spor güvenlik amirlerimizle bunu hızlı bir şekilde paylaşıyoruz. Esas itibarıyla kulüplerin sorumluluğunda olan birçok konu da özel güvenliğe devredilmiş. Bunları da çok dikkatli bir şekilde uygulamak lazım.

Şundan dolayı çok mutluyuz: Son günlerde bu yasanın uygulanması ile ilgili olarak sayın savcılarımız son derece hassas ve hızlı bir şekilde hareket ediyorlar. Devletimizin, Hükümetimizin topyekûn bu sporda şiddetin ve düzensizliğin önlenmesine karşın net ve kesin bir savaş açtığını, çok önemli tedbirler aldığını herkes herhalde görüyor. Görüyor ama o uygulamayan kişilerin buna futbolcu da dahil, buna seyirci de dahil, buna yasada kendine görev atfedilmiş kişiler de dahil neden bu konuda hassas olmadıklarını kendi kendilerine yorumlayarak düşünmeleri lazım. 

İl ve ilçe spor güvenlik kurullarının işleyişi, spor güvenlik şube müdürlüğü ile hızlı iletişim, spor polisliği çok önemli, çok hızlı gelişiyor, çok verimli sonuçlar veriyor.

Bu yasanın negatif işleyen daha doğrusu işlemeyen yönleri de var.  Zaten bugünkü çalıştayın konusu da bunlardan oluşuyor. Bu yasa çok karmaşık yazılmış ve aynı yükümlülükler maalesef birçok paydaşa birden yüklenmiş. Bu da bir kanun yapma tekniği açısından belki düşünülüp ileride göz önüne alınabilir mi bilmiyorum. Yani aynı yükümlülüğü hem spor güvenliğe vermişsiniz hem müsabaka amirine hem kulübe vermişsiniz. Ama bir kişiyi muhatap almak acaba ceza ve yaptırım açısından yani evrensel hukuk sisteminde daha mı doğrudur? Bu sistematik açısından da yasaya bakmanızı özellikle isterim.

Ben bu yasayı Hukuk Müşavirliğimiz ile birlikte biraz çalışarak yükümlülüklerin dağılımını çıkardım. Yani bu paydaşlardan kime bu yasa hangi yükümlülüğü yüklemiş, sizlere bir kolaylık olması açısından yasayı ve yasanın ilgili yönetmeliğini de verdik. Sizler de bu iki gün içinde hem yasanın aksayan yönlerini çalışacaksınız hem de yeni bir yasa revizesi için belki bir sonuç bildirgesi hazırlayacaksınız. Hemen arkasından belki kulüplerle ve diğer paydaşlarla bu çalıştay devam edecek.

Her şey Türkiye'miz için. Bütün bu çalışmalar, huzurlu, istikrarlı, birlikte ve beraber olmamız için. Bu çalışmaların hayırlı olmasını diliyorum.

Türkiye Futbol Federasyonu adına hepinize kolay gelsin diyorum ve tüm çalıştay katılımcılarını saygıyla selamlıyorum."

Gülveren: "Koordinasyon içinde çalışılması gerekiyor"

Emniyet Genel Müdür Yardımcısı Erhan Gülveren, spor alanlarında holigan türü insanların yer alabildiğini ve bunun da kendi konuları olduğunu kaydederek, "Tüm paydaşların koordine içinde çalışması gerekiyor." dedi.

Kanunlarda gelişen şartlara göre revize edilme ihtiyacı oluşabildiğini vurgulayan Gülveren, "Bizim önce kanunları iyi uygulamamız gerekir. Bu bir sitem değil. Yaptırımların etkisine karar vermek ve buna göre kanunu uygulamak gerekir. Herkesin kendi üzerine düşen görevi en iyi şekilde yapması lazım." şeklinde konuştu.

Gülveren, bir kaç kişinin sebebiyet verdiği olayın, tüm spor camiasına mal olduğunu ve kötü örnek oluşturduğunu anlatarak, "Biz futbol sahalarına aileleri ne kadar sokabilirsek, istenmeyen durumların önüne o kadar geçebiliriz. Olay olduktan sonra sebebiyet verenleri yakalayıp adliyeye göndermek, işimizin ikinci kısmı. Önemli olan suçun işlenmemesini sağlamaktır." ifadelerini kullandı.

Kocakaya: "Önleme eksikliği görüyorum"

Spor Genel Müdür Yardımcısı Murat Kocakaya, spor alanlarında yaşanan istenmeyen olayların sona erdirilebilmesi için çabaladıklarını belirterek, "Sporda şiddet sadece ülkemizin sorunu değil. Dünyanın birçok ülkesinde maalesef bu yaşanıyor." açıklamasında bulundu.

Sporun artık bir oyun olarak algılanmamasından kaynaklı sorunlar bulunduğunu anlatan Kocakaya, "Spor müsabakaları, taraftar aidiyeti ile ulaşılan ekonomik büyüklükle birlikte, sadece sonuçtan ve seyir zevkinden ibaret değil. Haftanın 6 gününü yasalara uygun yaşayan kişinin, maç gününde nasıl birine döndüğünü görebiliyoruz. O dönemi kontrol altına alabilmek bizlerin görevi. Maçtan bir gün sonra o insan yine bizden biri. Üzerimize düşen, o birkaç saatin kontrol altına alınması. Eğitim boyutu çok önemli ancak yapılanların bir yaptırımı olmalı. Cezaların iyi uygulanmamasından kaynaklanan, önleme eksikliği görüyorum. İki gün bunu tartışacağız." değerlendirmesinde bulundu.

Mogul: "Bu problemler, basit bir asayiş olayının ötesinde, olağanüstü bir problem niteliğini kazanmıştır"

Açılışta konuşan isimlerden Adalet Bakanlığı Ceza İşleri Genel Müdürlüğü Daire Başkanı Hakim Yakup Mogul, spor alanlardaki şiddetin birçok masum kişiyi de etkilediğini belirtirken, "Futbol, taraftarı en çok olan spor dalı. Bir spor dalı olmanın ötesinde, büyük paraların harcandığı bir endüstriye dönüşmüş, takımlarına bağlı kitleler yaratmıştır. Bu yoğun ilgi zamanla fanatizm ve holiganizm gibi problemlere sebebiyet vermiştir. Bu problemler, basit bir asayiş olayının ötesinde, olağanüstü bir problem niteliğini kazanmıştır. Alınan tedbirlerle geçmişe oranla önemli mesafeler kat edilmesine karşın, maalesef sorunun çözümünde istenilen seviyelere ulaşılamamıştır" diye konuştu.

Ünal:  "Yaşanan olayların, uzun yıllar süren kin ve nefrete sebebiyet verdiğini görüyoruz"

Emniyet Genel Müdürlüğü Güvenlik Dairesi Başkanı Cüneyt Ünal ise spor alanlarında suç işlemek isteyenlerin caydırılması ve işleyenlerin kısa sürede yakalanması için tüm paydaşların ortaklaşa çalışmasının önemini anlatarak, "Yaşanan olayların, uzun yıllar süren kin ve nefrete sebebiyet verdiğini görüyoruz.  Konya'da yaşanan son olayda, işledikleri suçu kahramanlık gibi gösterip sosyal medyada yayınlayan kişiler, yakalanarak adli mercilere teslim edilmiştir. Bu olayın sevindirici tarafı, tüm kulüpler ve taraftarlar, mağdur sporsevere sahip çıkmışlar, olayın faillerinin yakalanmasına katkı sağlayıp, bu tipte suç işlemeye tevessül edenlere önemli bir mesaj vermeleridir" şeklinde görüş belirtti.

 

Geri
İleri