TR
EN
Fatih Terim, Kosova maçı sonrası basın toplantısı düzenledi 11.06.2017
Fatih Terim, Kosova maçı sonrası basın toplantısı düzenledi

Türkiye Futbol Direktörü Fatih Terim, ülkelerinde UEFA kriterlerinde stat bulunmamasından dolayı, Arnavutluk'un İşkodra kentindeki Loro Boriçi Stadı'nda Kosova ile yapılan 2018 FIFA Dünya Kupası Avrupa Elemeleri maçından sonra açıklamalarda bulundu.

Deneyimli teknik adam, yaklaşık 1,5 saat süren basın toplantısında gazetecilerin sorularını yanıtladı.

"Son günlerde ülkede Mehmetçikler toprağa düşerken, gençleri eğitmek için var gücüyle savaşan genç öğretmenlerimiz hain saldırılarda can verirken, dışarıdaki düşmanların hepsi ülkemizin karşısında dururken, ülke, içeride ve dışarıda birçok düşmanla mücadele ederken, böyle bir şımarıklıkla gündeme gelmekten ve kamuoyunu meşgul etmekten hicap duyuyorum" diyerek konuşmasına başlayan Terim, "Dünyanın kendi etrafımda dönmediğini, kendi derdimin en büyük dert olmadığını, yaşananlardan kısa süre sonra kimsenin de bu konuyu umursamayacağını bildiğim için bunları konuşmak zorunda olmaktan dolayı çok da üzülüyorum. Olayları elimden geldiğince açıklamaya çalışacağım. 2016'da birtakım şeyler yaşandı. Bu sadece prim değildi. Biz, 'Burak'a prim vermeyelim' mi dedik? Birçok şey yaşandı. Oradakiler sadece primle ilgili konular değildi. Orada antrenmanlara geç çıkıldı, fotoğraflara girilmedi, bir sürü şey oldu." açıklamasını yaptı.

EURO 2016'dan sonra kadroya alınmayan futbolcular ile ilgili sebeplerin farklı olduğunu bildiren Fatih Terim, şöyle devam etti: "Muhakkak oyuncular çok önemlidir, büyük oyunculardır, hiç itirazım yok ama bir yerde de ilkeler, disiplin ve kendini bilmek çok önemlidir. En büyük sıkıntı şudur: Bir başarı elde etmek istiyorsanız, milli takımı kulüp takımı havasına sokmanız gerekir. Fransa'da öncesi ve sonrasıyla her kulüp takımının başına gelecek melanetler milli takımda bizim de başımıza geldi. Kulüplerde bunu çabuk halledersiniz çünkü oyuncu sizindir. Beğenmezseniz yollarsınız, cezasını verirsiniz ama milli takımlarda öyle değildir. Oyuncular sizin değil, kulüplerindir. Benim idare ettiğim hiçbir takımda problem olmamış ama dışarıdan idare ediliyorsa yapacak bir şeyimiz yok. Kadroyu açıkladıktan sonra kıyamet koptu. 'Herkesin alınmayış nedeni ayrı' demiştim. Kimi neden o işlere müdahale etmedi diye, kimi formsuzluğundan. Bütün ülke 'herkes bir hata yapar, herkes bir şans daha almalıdır' dedi. Ben de bir kadro açıkladım ve bu arkadaşlarımız burada oldu. O tarihten bu tarafa herhangi bir şey var mı? Sizlerle karşılaşılmadı mı? Karşılaşıldı. Hiçbir tepki var mı? Yok. Bu zaman zarfında oyuncularımız tarafından, Fransa'da Türk televizyon ve basın mensuplarına bilgi sızdırıldığı suçlamaları oldu. Hande'yi yalnız mı zannettiler. Hande Sümertaş, bu kızcağız uzun yıllardır hizmet ediyor. İçinizden biri çıkıp 'Hande bana bilgi verdi' desin. Ekibimizde bilim adamı Prof. Dr. Bülent Bayraktar var. Onları size vereceğimizi mi zannettiniz? Onlar, oyuncularımızın senelerdir birçok işini hallediyor ancak diğer arkadaşlarımızın bir düşüncesi var. Benim yanımdaki insanların ne olursa olsun, bildiklerini aktarmayacaklarına eminler. Ahlâkları gereği. Onlar da biliyor ki bildiklerinin en ufak kırıntısını açıklarlarsa çok iyi olmaz."

Arda Turan'ın uçakta gazeteci Bilal Meşe'ye saldırmasının başka bir sebebi olabileceğine değinen Fatih Terim, şu değerlendirmelerde bulundu: "Onun için bundan şikâyet ettiklerini de bana söylediler. Ben de kendilerine 'evladım, hepimizi tuzağa düşürdüler' dedim. Biz de hata yapıyoruz. Biz de ekibimizde yanlış uygulamalar yapmış olabiliriz. Her şeyi doğru yaptım demiyorum. Muhakkak benim de yanlış gelecek davranışlarım olabilir. Ne oldu da karşılaştığın insanlarla bir şey olmazken birdenbire burada bir şey oldu? Yoksa evladımız yerine koyduğumuz bu sporcuların hayatı boyunca iyi olmasından başka ne düşünebiliriz ki? Olay, Bilal Meşe olayı değildir. Olay, gazetecilerin uçağa alınma meselesi de değildir. Gazetecileri uçağa ben aldım. Bana, 'Hocam bin 70 kilometre. Eğer bizim uçakla gelmezlerse, gece saatlerce direksiyon sallayacaklar' dediler. Ben de 'arkadaşlarımız bizimle gelebilir' dedim. Bu ilk uygulama değildir. UEFA Avrupa Şampiyonası'na giderken genel yayın yönetmenleriyle gittik. Bir uygulama yaparken oyunculara sormayız. Ayrıca bu hizmeti para karşılığı satın alıyorsunuz. İlk sıralardan itibaren siz gazetecileri uçağa alıyoruz, arkasına baraj kuruyoruz, onun ardında da oyuncuların rahat edeceği bir ortam oluşturuyoruz."


- "Kimlerin nelerle beslendiğine bakmak lazım"

Fatih Terim, milli takımda EURO 2016'da gündeme gelen prim konusundan başka sorunların olduğuna işaret ederek, "Dünya kimsenin etrafında dönmüyor. Burada herkes ciddiyetle, ilkelere ve disipline uymak zorundadır. Elimizden geldiğince herkese eşit davranmaya çalışıyoruz." dedi.

Avrupa Şampiyonası'ndan sonra kadroya almadığı bazı oyunculara ikinci şans verdiğini anımsatan Terim, "İçime sinmeden çağırdım. Milli takıma aldım gönlüme almadım." sözleri ile ilgili de şöyle konuştu: "İçime sinmeyeni yapmam ama bazen ben de içime sinmese de kendi çocuklarıma bir hak veriyorum. Milli takım, herkesin takımı. Gerekli cezalar alındı diye herkes affedilsin dendi. Ben de böyle yaptım ama bu notu da düşmek istedim. Gönlümün kırık olduğunu ifade etmeyeyim mi? İnsan sevdiği kişilerden beklemediği hareketler görür ise kırılır. Ben de bunu anlatmak istedim. Her kamp bir şey oluyor. Bu arkadaşlarımız oynamadılar aldık, kilolarıyla ve problemleriyle aldık. Benim onlara karşı yanlış düşünmemin imkânı var mı? Ben de insanım, tabii ki kırılırım. Almadım eleştirildim, aldım yine ben eleştirildim."

Terim, A Milli Takım'ın Dünya Kupası'na gitme konusunda iddialı olduğunu ancak farklı konuların konuşulduğunun altını çizerek, şunları söyledi: "Kimin kimlerin avukatlığına soyunduğuna, yapılan yanlışlara kimlerin sahip çıktığına, kimlerin nelerle beslendiğine bakmak lazım. Siz bu izlerden hareketle neyin ne olduğunu bilecek kadar bu işin içindesiniz. Kötü insanlara ve durumlara karşı uyanık ve hazırlıklı olmak zorundayız. Hayat tecrübem bana bunu gösteriyor. Bu şaka değil. Kâğıt üzerinde milli takımın iddiası var. Bir tane milli maç öncesi ve sonrası huzurlu bir kamp yaşatmadılar. Biz ne yaptık da bunu hak ettik. Bu tip kavgaların ağız şapırdattığını bilen biriyim ama biraz da vicdan. Her milli maç öncesi muhakkak bir şey var. Bunlardan kimse etkilenmeyecek diye bir şey var mı? Küçük bir grup var farklı görevlerde. 'Hamili kart yakınımdır' ile bir kısmı iş bulmuş. Eskisi gibi paslaşmaya çalışıyorlar. Aynı hedefe farklı yerlerden vurmaya çalışıyorlar. İşin garibi de anlaşılmayacağını zannediyorlar. Bunlar kolay göğüslenecek, hepimizin milli takımı dedirtmeyecek sebepler ve konular. Hep aynı tarihlerde, hep aynı zamanda. Zaten İzlanda'da kaybettik, Allah muhafaza, Ukrayna'da berabere kaldık felaket. Şu anda kâğıt üzerinde iddialıyız ama bana, takımıma ve oyuncularıma yapılanlar ortada."

Geçen yıllarda da oyuncularla ilgili sorunlar yaşandığına dikkati çeken Fatih Terim, şöyle devam etti: "Benim de problemim oldu ama hepsini hallettik. Kim bu süreçte en çok bağırıp eleştirdiyse, bilin ki bu sürecin mimarı onlardır. Kimin menfaati veya beklentisi varsa bilin ki bu yüzden bu işin mühendisleri onlardır. Kim olmayanı varmış gibi gösteriyorsa olanı da yok sayıyorsa veya taraflı yaklaşıyorsa bilin ki aktörleri onlardır. Siz aktörleri başka yerlerde arıyorsunuz. Şöyle bir bakın. Bu veya buna benzer herhangi bir şey olmuş mu?"

Türkiye Futbol Direktörü Fatih Terim ayrıca, "Arda Turan'ın milli takım uçağında gazeteci Bilal Meşe'ye saldırmasını, uçakta öğrenmesi durumunda ne yapacağının" sorulması üzerine, "Aynı uçakla geri gönderirdim." dedi.

Arda Turan'ın "kırmızı kartlık" hareket yaptığını dile getiren Fatih Terim, şöyle konuştu: "Böyle bir şey olmuştur. Bunun karşılığı buradan ayrılmak. Bu yapılanın karşılığı kırmızı kart. Kırmızı kartı yedikten sonra sahada kalamazsın ama 'önümüzdeki günleri kurtarabiliriz' dedim. Arkadaşlarıyla beraber mantıklı bulduğu bir yazı hazırlandı. 'Bilal Meşe ile sonradan bir araya getiririz, karşılıklı gönüller alınır' dedik.  Arkadaşları da ona güç vermek için, onun yanında olduğunu ifade vermek için basın toplantısına girmek için izin istediler. Ben de 'tamam girin' dedim. O da son anda vazgeçmiş. Benim düşüncem, o spontane gelişmiş bir şey değil. Öyle bir karar aldığını açıkladı. Eğer, bunu kabul etmemiş olsaydı, toplantıyı milli eşofmanla yaptırmazdık. Basın toplantısını yapmasını biz istedik ama o bunu tercih etti. Olabilir. Keşke olmasaydı ama herkesin de düşüncelerine müdahale edemezsiniz herkes yaptıklarının bedelini ödüyor. Bben de yaptıklarımın bedelini ödüyorum. Biz onu orada çözebilirdik. İçinde ne vardı? Kimler yazdı, kim yardım etti o konu bizde kalacak".

Prim tartışmasında Arda Turan'ın kendisi için pazarlık yapmadığını aktaran Terim, "O sadece Burak'ın hakkını ararken, sesi biraz fazla yükselmişti. Ben de sesini yükseltmemesi gerektiğini söyledim" diye konuştu.

Milli takımda primlere kendisinin karar vermediğini belirten deneyimli teknik adam, "Primleri ben yazmadım. Hesaplamalar yapılırken, arkadaşlarımız yüzdelere vurarak kasıt unsuru olmaksızın koymuşlardır. Ne olursa olsun, bir kasıt yoktur. Prim listesinin çıkması bir ayıptır. Bununla yetinmeyip, sanki daha önce çıkmamış gibi benim kontratımın Türkiye Futbol Federasyonu tarafından dikkatle saklanması gereken bir evrak olması gerekirken, yapılanları gördünüz. Bu bir ayıptır." ifadelerini kullandı.

Türkiye'de kulüplerdeki ve milli takımdaki ödül sisteminin değişmesi gerektiğini bildiren Türkiye Futbol Direktörü, "Türkiye'de prim mevzusu, hepimizin tekrar düşünmesi gereken bir yanlıştır. Prim, tabelaya göre verilir. Oyuncuya akit yaparken zaten oynaması karşılığı bir bedel ödüyorsunuz. Benim her zamanki tavrım tabeladan yanadır. Maç başının bile düşünülmesi lazım. Milli takım elemeleri geçtiği takdirde prim verilecek ama ondan önce ödeme yapılmayacaktır." açıklamasında bulundu.

- Volkan Demirel'in milli takıma seçilmemesi

Fatih Terim, "Fenerbahçe'nin deneyimli kalecisi Volkan Demirel'in milli takıma çağrılmamasıyla" ilgili soru üzerine, "Milli takım herkese açık. 'Ben olduğum sürece buraya kimse giremez.' veya 'Ben olduğum sürece kimse forma giyemez.' gibi köşeli sözleri sevmiyorum. Bir gün bu kararı verirsek, herkes milli takıma gelebilir. Bu Volkan için de geçerli. Şu anda Volkan Babacan çok iyi oynuyor. İyi bir kaleci oldu. Kimi alıp, kimi almayacağıma, iyice seyredip, arkadaşlarımla konuşarak karar veriyorum. Her yönüyle değerlendiriyorum. Öyle de yapmaya devam edeceğim." diye konuştu.

Terim, Çaykur Rizespor-Medipol Başakşehir müsabakasından sonra gazetecilerle çıkan olaylarda adı geçen milli takım kalecisi Volkan Babacan ile ilgili ise, "Benim ne hakemlerle, ne disiplin kurulu ne de tahkim kurulu ile bir ilişkim olur. Hayal dünyası geniş olanlar var. Şehir efsanesi üretenler var. Böyle bir şey olabilir mi? Kendisine tasvip etmediğimi söyledim. Her olayı birbirinden ayrı tutmamak lazım. Her olayın altında bir şey aramamak lazım." ifadelerini kullandı.

"Takım içinde böyle bir yapılanma varsa neşter vurur musunuz?" şeklindeki soru üzerine Terim, "Ayak izlerini o kadar net görüyoruz ki bazısına mantıklı bir açıklama da bulamıyoruz. Bu kavganın kazananı olabilir mi? Herkes kaybeder. Zaten, bazılarının istediği de bu. Yani, arkadaşlar dünyanın en büyük oyuncusu olabilirsiniz. Sonuçta oyuncusunuz, ona göre davranacaksınız. Biz de başka bir şey beklemiyoruz. Ben, yanlış yönlendirildiklerine inanıyorum. Söyledim, yolu da gösterdim." değerlendirmesinde bulundu.

Terim, Türkiye Futbol Federasyonu Başkanı Yıldırım Demirören ile iyi anlaştığını belirterek, "Yıldırım Demirören ile benim görüşlerim ayrı olabilir ama biz birbirimize yakın duruyoruz. Aramızda en ufak bir şey olmadı. Benim duruşum belli.  Sayın Yıldırım Demirören ile ilk günden bugüne kadar en ufak bir şey olmamıştır." görüşünü dile getirdi.

Demirören ile bazı konularda ayrı düşünseler bile birbirlerine karşı saygı ve sevgileri olduğunu vurgulayan Terim, "Sözleşmem var. Gençlere güveniyorum. Ben sorunları çözerim ve buradayım." dedi.

- Kosova maçı yorumu

Fatih Terim, Kosova maçının 4-1'lik skora rağmen rahat geçmediğini vurgulayarak, "Özellikle kendi sahasında çok agresif oynayan bir takım vardı. Kosova, yeni yeni buralara ısınıyor ama meslektaşım Albert ile iyi yerlere gidecek gibi görünüyor. Oyunun kontrolünü elimizde tuttuk. Öne geçmemize rağmen iki kişinin arasında olan yan toptan gol yedik. Beklediğimiz bir şey değildi. Sonra toparlanma süreci yaşadık. İkinci yarı oyuna daha hâkim bir milli takım vardı. Oyuncularımızdaki Ukrayna'yı averajla da olsa geçme fikri maçı 4-1'e getirdi." şeklinde konuştu.

"Kosovalıların mağlubiyete üzülmediğinin" dile getirilmesi üzerine Terim, "Kosova, kardeş ülkelerimizden bir tanesi. Arnavutluk'ta da Müslüman ve Türk vatandaşımız var. Kim kazansa, kaybedenin canının yanmayacağı ülkeler birbiriyle oynadı. Biz galibiyetimizi çok abartmıyoruz, siz mağlubiyeti çok fazla üzüntüyle karşılamıyorsunuz. Kardeşlerin arasında olan da budur." ifadelerini kullandı.