Page 12 - gri-sablaon1

This is a SEO version of gri-sablaon1. Click here to view full version

« Previous Page Table of Contents Next Page »
Henüz 19 yafl›ndas›n ama flimdiden
Hollanda, ‹ngiltere ve Türkiye gibi üç farkl›
ülkede top koflturdun. Ailenin Hollanda’ya
göç ediflinden bafllayarak seni tan›mak
istiyoruz.
Babam Elaz›¤l›. 15 yafl›nda çal›flmak için
yaln›z bafl›na Hollanda’ya gitmifl. Bir ara
Fransa’ya geçmifl, orada çal›flm›fl.
Fransa-Hollanda aras›nda bir süre mekik
dokuduktan sonra Hollanda’ya yerleflmifl.
Sonra Türkiye’ye gelip annemle evlenmifl.
Ablam ve ben Türkiye’de do¤duk. Bütün
kaynaklarda Hollanda do¤umlu oldu¤um
yaz›yor ama Elaz›¤’da do¤dum. Hollanda’ya
gitti¤imizde 2 yafl›ndayd›m.
Futbola kaç yafl›nda ve nas›l bafllad›n?
Sendeki yetene¤i ilk keflfeden kim oldu?
Sanki annemden topla do¤mufl gibiydim.
Kendimi bildim bileli topa vuruyorum.
5-6 yafl›ma geldi¤imde evime 5 dakika
mesafedeki bir futbol okuluna yaz›ld›m.
O zamanki düflüncem sadece top oynamak ve
e¤lenmekti tabii ki. Bu arada e¤itim zorunlu
oldu¤u için okula da gittim ama önceli¤im
her zaman futboldu. 15 yafl›na geldi¤imde
okulumdan da mezun oldum.
Futbolculu¤umun yan› s›ra muhasebeciyim.
Babam sebze-meyve toptanc›l›¤› yapt›¤› için
benim de kendisine yard›mc› olmam amac›yla
muhasebe okumam› istemiflti ama ben
yolumu futbolcu olmak üzere çizmifltim.
Baban futbol oynaman› nas›l karfl›lad›?
Babam hep yan›mda oldu. Bunu mecazi
anlamda söylemiyorum. Futbolcu olarak
nereye gidersem gideyim babam hep
oradayd›. ‹ngiltere’ye gitti¤imde de
Kayserispor’a geldi¤imde de hep benimle
birlikteydi. Kamplarda, maçlarda beni hiç
yaln›z b›rakmad›.
Mahallenizin tak›m›ndan Den Haag’a
geçiflin nas›l oldu?
Dedi¤im gibi çok hareketli bir çocuktum,
sürekli top oynar, evde camlar› k›rard›m.
Babam da bu duruma sinirlenirdi. Bir
keresinde o kadar k›zd› ki futbol okulundan
ald›. Ama ben ›srarlar›m› sürdürdüm ve
amcam bir kez daha beni ayn› tak›ma
yazd›rd›. Sonras›nda bir amatör tak›ma,
oradan da Den Haag’a geçtim. Asl›nda
3 y›ld›r da Feyenoord’da staj görüyordum.
Fakat Feyenoord ifli sürüncemede b›rak›nca,
evimize çok yak›n olan Den Haag’›n teklifini
kabul ettim. Arkadafllar›m da hep Den
Haag’da oynuyordu. 5 y›l boyunca Den
Haag’›n altyap›s›nda kald›m.
Altyap› e¤itiminin büyük bölümünü Den
Haag’da ald›¤›n› biliyoruz. Bize
Hollanda’daki altyap› sisteminden biraz söz
eder misin? Bu e¤itimde öne ç›kan neler var?
Asl›nda futbol ö¤renmeye Den Haag’da
bafllad›¤›m› söyleyebilirim. U14 ve U15
tak›mlar›ndaki hocalar›m sayesinde futbolun
temellerini ald›m. U15’teki hocam beni
sadece tak›m kaptan› yapmakla kalmad›,
futbol geliflimime de büyük katk›larda
bulundu. Çarflamba günlerimiz bofl olurdu
ama o beni okuldan ça¤›r›r ve özel
antrenmanlar yapt›r›rd›. Kendimi farkl›
hissetmemi ve futbolcu olaca¤›ma inanmam›
sa¤layan da o hocamd›.
Türkiye’ye iki gol atm›flt›m!
Portsmouth seni henüz 15 yafl›ndayken
transfer etti? O yaflta seni kim ve nerede
keflfetti? Hollanda’dan ‹ngiltere’ye gidiflin
ilginç olmal›.
Den Haag’da ilk 6 ay d›fl›nda hep
kendimden 1-2 yafl büyüklerle oynad›m.
U15’te Hollanda Millî Tak›m›’na seçildim.
Hatta o dönemde Türkiye ile iki maç yapm›fl,
birinde 4-1, di¤erinde de 3-1 yenilmifltik.
O iki maçta da Hollanda’n›n gollerini ben
atm›flt›m. Hocam›z “Bütün goller Türklerden”
diye espri yapm›flt›. Bugünkü tak›m
arkadafllar›m›n hemen hemen hepsini o
günlerden tan›yorum. Hollanda U16 Millî
Tak›m› ile ‹ngiltere’ye karfl› oynad›¤›m›z bir
maç vard›. Onlar› yenmifltik ve ben de
oldukça iyi oynam›flt›m. Orada göze çarpt›m.
Portsmouth’a gidiflim ise o gün bafllayan uzun
bir hikâyenin sonucuydu.
O uzun hikâyeyi dinleyebiliriz.
Asl›nda ‹ngiltere maceram›n bafl›nda
Portsmouth gündemde yoktu. Beni isteyen
tak›m Bolton’du. Ben de babam ve
menajerlerimle yapt›¤›m konuflmalarda
“Sadece bir iste¤im var, o da Premier Lig’de
oynamak” diyordum. En büyük hayalim
‹ngiltere Ligi’nde futbol oynamakt›. Babam bir
gün Bolton’un resmi teklifiyle karfl›ma geldi
ve “Al iflte sana Bolton” dedi. A¤z›m aç›k
kald›, gözlerim doldu, “Bavullar›m›z› toplay›p
gidelim” dedim. O süreçte bir gün babam
telefonla arad› ve “Okuldan antrenmana
kendin git” dedi. Oysa her gün o beni al›r,
kulübe götürürdü. “Çok yorgunum, gel sen
beni al” dedi¤imde, “Gelemem çünkü
Manchester’de, City kulübündeyim” cevab›n›
verdi. Tugay Kerimo¤lu’nun menajeri ve
Tuncay fianl› ile de görüflmüfl. Bir hafta sonra
beni de yan›na ald›, Manchester City’ye
birlikte gittik. Tesisleri gezdik, antrenmanlar›
izledik. Gerçekten de müthifl tesisleri vard›.
Bu s›rada menajerim de Manchester’e geldi
ve “Çok güzel bir problemimiz var, Arsenal
de seni istiyor” dedi. Benim için dünyada iki
kulüp var, biri Real Madrid, di¤eri Arsenal.
“Ne bekliyoruz, hemen gidelim” dedim tabii.
Ama babam beklememizi istedi. Bu arada
beni Sven-Göran Eriksson’la görüfltürdüler ve
kafam kar›flt›. Çünkü Arsenal’de altyap›ya
gidecektim, City’de ise benimle ilgilenen
adam Eriksson’du. Manchester’de A tak›mda
oynay›p sonra Arsenal’e
gidebilirdim. Bunun üzerine
City’de karar k›ld›k ve
Arsenal’e teflekkür ettik. Ama
bu s›rada City’nin Taylandl›
patronu Eriksson’u görevden
ald› ve ben hem City’den
hem de Arsenal’den oldum.
O süreçte West Ham ve
Portsmouth’un teklifleri
geldi, ben de daha cazip
olan Portsmouth’un teklifini
kabul ettim.
Geri dönmek istedim
15 yafl›nda ailenden
uzaklafl›p baflka bir ülkeye
gitmek senin için zor
olmad› m›?
O yaflta ‹ngiltere’de tek
bafl›na yaflamak bana önemli
bir hayat tecrübesi katt›
diyebilirim. Babam imza
törenine kat›ld› ve 1 hafta
sonraki maç›m› izlemeye
gelmek üzere Hollanda’ya
döndü. Portsmouth’un çok
güzel tesisleri var ama
Türkiye’deki gibi oyuncular›n
yat›p kalkt›¤› tesisler de¤il.
Onlar genç oyuncular›n›
‹ngiliz ailelerin yan›na
yerlefltiriyor. Ben de bir
tak›m arkadafl›mla birlikte bir
ailenin yan›na verildim.
Bu arada ‹ngilizcem de yok.
Evin annesi bana ne sorsa
ya yes diyorum ya da no.
S›k›ld›m tabii. Annemi
arad›m ve telefonda, “Geri
gelmek istiyorum” diye
a¤lamaya bafllad›m. Bunun
üzerine babam yan›ma geldi
ve bir hafta benimle kald›.
Sonras›nda 1 hafta
Danimarka’da kamp yapt›k.
Menajerimiz Harry
Redknapp’t›. Kadroda
Crouch, James, Diarra, Defoe gibi oyuncular
vard›. Kamptan döndükten sonra genç
oyuncularla gezmeye ç›kt›k. Bu s›rada
altyap›daki teknik direktörümüz arad› ve
bana bir fleyler söylemeye bafllad›. ‹ngilizce
bilmedi¤im için telefonu yan›mdaki
arkadafl›ma verdim. Hoca, “Hemen eflyalar›n›
toplay›p gelsin, A tak›ma ç›kacak” demifl.
O s›rada 15 yafl›nday›m ve nas›l
heyecanland›¤›m› anlatamam. Tak›m›n
otobüsüne bindim, yan›mda Campbell,
arkamda Defo, karfl›mda James oturuyor.
Redknapp yan›ma geldi, “Seni son 20
dakikada oynatmak istiyorum.
Heyecanlanmana gerek yok. Danimarka’da
neler yapt›ysan burada da ayn›s›n›
yapacaks›n” dedi. ‹kinci yar› öncesi hoca
bana “Defoe’yu iyi izle, onun yapt›¤› koflular›
yapmaya çal›flacaks›n” dedi. Is›nmaya
bafllad›m ama dizlerim heyecandan birbirine
vuruyor. Bu arada Redknapp da beni oyuna
sokmad› ve maçtan sonra da “Skoru riske
etmek istemedim. Maç› kaybetsek sen de
bask› alt›na girebilirdin” dedi. O günden
sonra haftada iki gün
A tak›mla idmanlara
ç›kmaya bafllad›m.
Portsmouth’taki gelece¤in
parlak gibi görünüyormufl
bafllangݍta...
Redknapp tak›mda kald›¤›
sürece A tak›m kadrosunda
yer ald›¤›m maçlar oldu.
Ama o Tottenham’a gidip
tak›m Tony Adams’a kal›nca
ben sadece antrenmanlara
ç›kmaya bafllad›m. Adams
da gidince beni
Portsmouth’a alan altyap›
sorumlusu Paul Hart
tak›m›n bafl›na geçti ancak
inan›lmaz bir fley oldu.
Bana o kadar güven ve
emek veren Hart, o günden
sonra adeta beni tan›mad›,
A tak›m antrenmanlar›na
bile almad›. Hatta A2’de
bile A tak›m oyuncular›n›
oynatmaya ve beni o
tak›mda bile yedek
b›rakmaya bafllad›. Sonra da
Hart da kovuldu ve yerine
gelen Avram Grant beni
yeniden A tak›m
idmanlar›na ald›. Aston
Villa maç›nda da yedektim.
Hatta o dönemde
oynayaca¤›m› bile
düflündüm. Bu arada
geçti¤imiz sezon ABD’ye
kampa gittik ve 4 haz›rl›k
maç›nda da A tak›mda 90
dakika oynad›m. Sezonun
bafl›nda ilk kupa maç›nda
bir gol att›m. Ard›ndan
evimizde oynad›¤›m›z ilk
maçta da gol att›m. 5-6
hafta benim için çok iyi
geçti ama Grant tak›ma
takviye için tecrübeli
oyuncular transfer etti.
Benim de oynama sürelerim
düflmeye bafllad›. Bu arada
Sadece Türkiye’den değil, İtalya, İspanya ve
Almanya’dan da beni isteyen kulüpler vardı.
Kayserispor’u bir proje takımı ve genç
oyunculara çok fazla şans veren bir kulüp
olduğu için tercih ettim.
Kafa toplarında iyiyim, iyi şut attığımı
söyleyebilirim, gol vuruşlarında başarılıyım ve
topu iyi saklayabilirim. Ama Rooney gibi
sahanın her yerine koşan, orta sahadan top
alan bir santrfor tipi değilim. Ben daha çok
Drogba ya da Ibrahimoviç tipinde bir
golcüyüm.
Hiddink bana o güne kadar hiç söylenmemiş
bir şey söyledi; “Zidane hiç defans yapmazdı
ama öyle bir yerde dururdu ki, defansif
görevini yerine getirmiş olurdu. Sen de saha
içinde durduğun yeri ayarlamayı ve takım
savunmasına katkı yapmayı öğrenmelisin.”
Her futbolcu hayatında çok ciddi problemler
yaşar. O noktalarda pes etmeyeceksiniz.
Sonuna kadar şansın gelmesini bekleyeceksiniz
ve geldiğinde de o şansı kullanabilmek için
hazır olacaksınız. Ben de bütün zorluklara
inatla dişimi sıktım. En önemli özelliğim de
inatçılığım.
Hollanda’dan teklif aldığımda Türkiye’nin
benden haberi yoktu. Ama o dönemde de
içimdeki takım her zaman Türkiye’ydi.
İlk “Gel bizim için oyna” teklifini Hiddink’ten
aldım ve “Benim gönlümde her zaman Türkiye
var” diyerek geldim.
TamSaha
23
TamSaha
22
Sanki annemden topla doğmuş gibiydim.
5-6 yaşıma geldiğimde evime 5 dakika
mesafedeki bir futbol okuluna yazıldım.
15 yaşına geldiğimde okulumdan da mezun
oldum. Futbolculuğumun yanı sıra
muhasebeciyim.
Futbol öğrenmeye Den Haag’da başladım.
U15’teki hocam beni sadece takım kaptanı
yapmakla kalmadı, boş günlerde bile beni
çağırır, özel antrenmanlar yaptırırdı. Kendimi
farklı hissetmemi ve futbolcu olacağıma
inanmamı sağlayan da oydu.
Den Haag’da kendimden 1-2 yaş büyüklerle
oynadım ve U15’te Hollanda Millî Takımı’na
seçildim. Hatta o dönemde Türkiye ile
oynadığımız iki maçta da gol atmıştım.
İngiltere’ye gidişim de yine Hollanda U16 ile
İngiltere’yi yendiğimiz bir maçtan sonra
gerçekleşti.
15 yaşında İngiltere’de tek başına yaşamak
bana önemli bir hayat tecrübesi kattı.
Genç oyuncularını İngiliz ailelerin yanına
yerleştiriyorlar. İngilizce bilmediğim için çok
zorluk çektim. Hatta annemi aradım ve
telefonda, “Geri gelmek istiyorum” diye
ağladım.
Portsmouth’ta başlangıçta her şey iyi
gidiyordu. A takımla çıktığım maçlar ve
attığım goller de oldu. Ancak son sezonumda
sözleşmem bittiği için yeni sözleşme
imzalamamı istediler. Sözleşmeye imza
atmadığım için de beni ikinci plana ittiler.