TR
EN
Site İçi Arama
Detaylı Arama
Derya Arhan: Bir Frikik Ustası 1.05.2024
Derya Arhan: Bir Frikik Ustası
Şanlıurfalı bir baba ve Romanyalı bir annenin kızı. Ortaokul yıllarında sahip olduğu yetenek, okulunda kız takımı kurulmasının yolunu açtı. Ligde birçok takımın formasını giyerken yurt dışında da İspanya ve Ukrayna tecrübelerini yaşadı. U15'ten bu yana ay-yıldızlı formayı giyen 25 yaşındaki oyuncunun en büyük özelliği ise usta işi frikik golleri.

Röportaj: TamSaha / Rasim Artagan

25 Ocak 1999 İstanbul doğumlusun. Öncelikle aileni tanıyabilir miyiz?

Annem Romanya vatandaşı, babam Şanlıurfalı… İstanbul'da tanışmışlar. Bir de abim var. Annem ev hanımı. Babam tekstilci. Abim de çalışıyor, evli ve bir çocuğu var. Bayrampaşa'da doğdum. 5 yaşına kadar Beylikdüzü'nde oturuyordum. Daha sonra Alibeyköy'e taşındık. Orada abimle birlikte mahalle maçlarına gidiyorduk. Kolasına oynuyorduk.

Ailende senden başka sporcu var mı?

Abim amatör takımlarda futbol oynuyordu. Annem de geçmişinde okul takımlarında futbol oynamış. Babamda da futbol geçmişi var ama kendi hâlinde oynamış. Annem atletizm, futbol gibi birçok spor dalıyla uğraşmış. Bu anlamda en büyük destekçim annem oldu. Babam ilk başta çok sıcak yanaşmadı. Ama maçlarıma geldikçe ve başarı elde ettiğimi gördükçe bana en çok destek veren de o oldu.

Okul hayatını anlatır mısın?

İlk ve ortaokulu Alibeyköy'de okudum. Sonra futbola başladığım için Karadeniz Ereğli'ye transfer oldum. Futbol hayatımda hep vardı. 6'ncı sınıfta resmî müsabakalara başladık. 7'nci sınıfta turnuvalarda derece aldık. Profesör Kaya Gürsel Ortaokulu'nda okuyordum. Birol Varol Hocam bendeki yeteneği görünce bir kız takımı kurmaya karar verdi. Yani takım ben orada olduğum için kuruldu. Futbola yatkınlığı olan kişiler de takıma adapte edildi. O takımla ilk dörde girdik. Okulun kazandığı ilk dereceydi. Bu okul turnuvaları sırasında Karadeniz Ereğli'den teklif geldi. Ereğli'de beş yıl kaldım. Orada da şampiyonluklar yaşadık. Karadeniz Ereğli Lisesi'nde okudum. İki kere başarı elde ettik ve yurt dışına gittik. Birisinde Fransa'ya, diğerinde Çekya'ya gittik. Fransa'da Avrupa üçüncüsü olduk, Çekya'da ise dereceye giremedik. Yüksek eğitime Zonguldak Bülent Ecevit Üniversitesi'nde başladım. Mutlucan Zavotçu Hocamın davetiyle Beşiktaş'a transfer olunca özel öğrenci geçişiyle Marmara Üniversitesi'ne geçiş yaptım. Beşiktaş'ın ardından ALG Spor'a transfer olunca da üniversiteyi Siirt Üniversitesi'nde tamamladım. O sırada okul takımında da oynadım. Öğretmenim ama atamam henüz yapılmadı. ALG'de 2 yıl oynadım. Pandemi döneminde Ukrayna'ya transfer oldum. Sonra geri döndüm ve Karagümrük'te oynamaya başladım.

Ukrayna nasıl bir tecrübeydi?

Aslında Beşiktaş'ta şampiyon olduktan sonra ben Şampiyonlar Ligi kısmına katılmadım. Çünkü İspanya'dan transfer teklifin geldi. 19 yaşında İspanya İkinci Lig takımlarından Santa Teresa'ya transfer oldum. Benden çok umutlulardı. Ama tek başıma gittiğim ve dil bilmediğim için çok zorlandım. İngilizcem şu anki kadar iyi değildi. İspanyollar da İngilizceyi çok iyi bilmiyordu. Oyun planı anlamında aslında bana çok uygun bir ülkeydi. Tam ısındığım dönemde Türkiye'ye dönmeye karar verdim. Orada 2.5 ay kaldım ve kendi isteğimle döndüm. Ama bu karardan dolayı pişmanım. Tek pişmanlığım da bu... Biraz daha sabretseydim, oranın antrenman şartlarıyla şu an çok farklı olabilirdim.

İspanya'nın farkları nelerdi?

İspanya'da antrenman kalitesinden tutun, beslenmesi, sporcuların yaşam tarzı tamamen farklı. Antrenmanları beni çok zorladı. Buraya göre çok ağırdı antrenmanları. Türkiye o kadar gelişmemişti. Pas oyunu çok hızlı. Benim dönemimde Türkiye'de bir kişi, beş kişiyi çalımlayabiliyordu. İspanya bana uygundu ama çok zorluk çektiğim için geri döndüm. ALG Spor'a geldim. İki yıl sonra da Ukrayna'ya gittim. Onların fizik kapasitesi çok gelişmişti. Hava şartları çok zorluydu. Hep kar vardı. Bizi karlı dağlarda koşturmaya götürüyorlardı. Lapa lapa karın içinde 2-3 sefer o dağı tırmanıyorduk. Oradan çok güçlü dönmüştüm. İnanılmaz kuvvetlenmiştim. Farkını gerçekten gördüm. Yeniden ALG Spor'a dönüp oynadıktan sonra Karagümrük'ten teklif geldi. Takımın ligdeki ilk sezonuydu. O senede de final oynama başarısı gösterdik. Finalde ALG Spor'a kaybettik. Benim için değişik bir tecrübeydi. Daha sonra Karagümrük'ten Galatasaray'a transfer oldum. Bir sezon oynadıktan sonra Beylerbeyi'ne transfer oldum. Takımın ligdeki ilk sezonu olmasına rağmen iyi bir konumdayız ve iyi futbol oynuyoruz.

Millî Takım'la tanışmanı anlatır mısın?

Ay-yıldızlı formayla U15 Millî Takımı'nda tanıştım. Bütün kategorilerde oynadım. Necla Hocamla başladım, Necla Hocamla devam ediyorum. Millî Takımları hiç kaçırmadım. U15'ten bu yana Millî Takım formasını terletiyorum.

Türkiye'deki kadın futbolunun gelişimini nasıl yorumluyorsun?

Eskiden şartlarımız çok kötüydü. Hakkari deplasmanına küçük otobüsle gittiğimizi biliyorum. Son iki yılda inanılmaz bir gelişim var. Hem maddî hem manevî büyük bir gelişim var. Başarı geldikçe verilen değer de artıyor. Oyun ne kadar gelişirse ve başarı ne kadar gelirse ilgi de o kadar yükseliyor.

İki yıl öncesine göre gerçekten çok profesyonel yaşıyorsunuz. Bundan sonraki hedeflerin neler?

Profesyonelleştikçe öyle bakmalısınız. Aksi halde tutunamazsınız. Mutlaka profesyonelce yaşamanız gerekiyor. Çok takım değiştirdim. Şu dönemde takım değiştirmek istemiyorum. Türkiye'de kalmak istiyorum. Avrupa hedefim yok. Öğretmenlik için atama bekliyorum. Kadın futboluna bir türlü sıra gelmiyor. Benden öncekilere de sıra gelmedi. Kadın futbolunda bu atama birikmesi var. Öğretmenlikte son iki yıldır görevlendirme olduğu için iki işi bir arada yapabiliyoruz. Yaşım genç olmasına rağmen UEFA B antrenörlük belgem de var. Bizden sonra gelecek nesillere en doğru şekilde neyi aktarabiliyorsak aktarmaya devam edeceğim.

U19 oyuncularla yaptığım röportajlarda kadın futbolunun içine girdikleri günden bu yana zorluk yaşamadıklarını söylediler… Bu da son yıllardaki gelişimi gösteren bir durum değil mi?

Kesinlikle zorluk çekmediler. Çünkü hazıra konmuş gibi oldular. Biz eski zamanları anlattığımızda yaşamadıkları için anlamıyorlar. "Biz ablamızın kramponunu taşıyorduk" deyince şaşırıyorlar. Ama bir bakıma çok iyi tabiî. Fiziken kendilerine nasıl bakacaklarını bildikleri için gelişimleri daha hızlı olacaktır.

Önümüzdeki beş senede kadın futbolunun nasıl bir gelişim göstermesini bekliyorsun?

Kadın futbolunun başarısı Millî Takım'a da bağlı. Orada başarı geldikçe ligdeki takımlar da teşvik oluyor. Başarı geldikçe ligdeki kalite artıyor. İlk beş yılda ya yarı profesyonellik ya da tam profesyonellik gelmesi gerekiyor. Şu an yurt dışına gitmek isteyen bir oyuncu serbest bir şekilde gidebiliyor. Kulüp hiçbir şey kazanamıyor. Sözleşmede yapılanlar kâğıt üstünde kalıyor. Bu konuda hukukî düzenlemeler yapılması gerekiyor.

Millî Takım'ın UEFA Uluslar C Ligi'nde altıda altı yapan kadrosundaydın. Bu başarıyı nasıl değerlendiriyorsun?

Bu zamana kadar aldığımız en iyi başarıydı. Gol yemeden turnuvayı bitirdik. İnanılmaz motiveydik maçlara. Başarıyı elde etmemiz gerekiyor ki tepside bize bir şeyler sunulsun… Bunu biliyorduk. Farkındalık oluşturmamız gerektiğinin farkındaydık. B Ligi'nde amacımız grubu en azından ikinci bitirmek. Play-Off'lara kalıp bir üst lige çıkmalıyız.

Türk futbolcusunun yetenek açısından bir problemi bulunmuyor. Siz bu yeteneğin ne kadar farkındasınız?

Gerçekten de diğer ülkelerin oyuncularından çok üst düzeydeyiz. Futbola yatkınlığımız çok fazla. Fiziksel anlamda geri kalıyoruz biraz. Ama istekli çıktığımız maçlarda Portekiz gibi bir takımla berabere kalabildik. Gelişimimize devam ettik. Çok sıkı çalıştık.

Kendine örnek aldığın oyuncular var mı?

Kendime örnek aldığım bir oyuncu yok ama serbest vuruşlarım Ronaldo'ya benziyor diyebilirim.

Futboldan uzaklaşmak istediğinde neler yaparsın?

Çok fazla gezen, dolaşan bir insan değilim. Genelde dizi izlerim. Evde geçiririm vaktimi.

Ailen bugün geldiğin durumu nasıl görüyor?

Dün bana, "Yok oynama" diyen babam, bugün oynadığım maç sonunda beni eleştirebiliyor. Kötü oynadığımda bana söyledikleri moralimi bozuyor (gülüyor). Babam her maçımızda var. Annem de babam da büyük destekçilerim. Başarı gelince gururlandılar. O gururla birlikte destekçim oldular.

Seninle birlikte başlayan birçok arkadaşın futbolcu olamadı. Sense Avrupa tecrübesi yaşamış bir millî oyuncusun. Bugünlere gelirken seni diğer arkadaşlarından ayıran şeyler nelerdi?

Şu anda kadın futbolunda beni diğer oyunculardan ayıran en önemli özelliğim frikiğim. Bu konuda çok çalıştım. Yaz kış demeden hep çalışmak zorundayız. Başlangıçta bu bilince sahip değildik. Şimdi sezon bitse bile bir hafta tatil yapıp tekrar antrenmanlara başlıyoruz. Beslenmeden tutun, uyku saatine kadar dikkat etmemiz gerekiyor. Bunun bilincine vardık. Ekstra çalışıyoruz. Bu da bizi bir üst seviyeye taşıyor. Avrupa'yı yakalamak istiyorsak da daha fazla çalışmamız gerekiyor.

Orjinal boyutları için tıklayınız
Orjinal boyutları için tıklayınız
Orjinal boyutları için tıklayınız